Yaşasın İki Kuş !

Geçen ünlü yazar ressam Frida Kahlo'nun bir yazısına denk geldim.  

"Kadınları bu kadar yoran şeyi biliyorum.                                                                            
 Dağılanı toparlama arzusu. 
Sadece dağılan evi barkı değil, dağılan her şeyi.                       
Yuvayı, çocukları, gençliği, dargınlığı, kırgınlığı, 
yaşayamamayı, geceyi, gündüzü, her şeyi…"

Frida Kahlo


O kadar güzel anlatmış ki Frida Kahlo. 
Bu şey değil mi günümüzde ki "Akıllı Robot Süpürge" 
Akıllı Robot Süpürgeden biz insanların beklentisi nedir ? 
Sürekli dolaşsın evde, süpürsün, çeksin tozları içine, çöpleri toplasın, köşede kalan kırıntıları da o derin haznesine alsın. Ha ama bunları yaparken Akıllı Robot Süpürgecim ses çıkartmasın. 
Baş ağrıtmasın , kafa ütülemesin ama gitsin ütüleyebiliyorsa gömlek ütülesin. (!)
Örnek yeterince açık benim fikrimce. Günümüzde, toplumumuzda ve gelişememekte olan ülkelerde bu örnek gerçek. Acı ama gerçek bu. Akıllı Robot Süpürge ile Kadın arasında çok bir fark yok bu toplumlar için. Bunu ne zaman söylerseniz size okkalı bir cevap gelecektir bizim toplumumuz da.

Yuvayı dişi kuş yapar bacım, ne diyorsun Allah peygamber aşkına ?
Ne güzel ya yuvayı dişi kuş yapar deyip , etliye sütlüye karışmamak. 
Eskiden böyleydi evet; erkek maddi yönden, kadın manevi yönden katkı sağlardı. 
Ne oldu peki ? Kadınlarımız ruhsal, zihinsel, bedensel çöküş yaşadı. 
Erkeklerimiz fiziksel yorgunluk ,bedensel hastalıklar, maddi yük stresti yaşadı.
Sonuç iki tarafta mutsuz. Mutsuz anne babalar, mutsuz ilişkiler, mutsuz ortamda büyüyen sevgi yoksunu ilgi yoksunu mutsuz çocuklar.  
Hoppa ! Tekrarlayan döngüye hoş geldiniz.



İki kişi de çalışan olsa, maddi yük azalırdı. Birikim yapılırdı.
İki kişi de aynı vakitlerde ev işine zaman ayırırdı. Hatta birlikte girişip, hızlıca çözümlenirdi.
İki kişi de çocuğuna vakit ayırırdı orantılı bir şekilde.  

O zaman denge önemli efenim. 
Bir kişiye ister kadın ister erkek olsun maddi yük maddi sorumluluk tamamen verilmemeli . 
Bir kişiye evin  tüm sorumluluğu verilmemeli. Temizlik, bulaşık, çamaşır, yemek alışveriş.. 
Çocuk bakımı, çocuk eğitimi. Çocuk tek başına dünyaya gelmedi çocuk tek başına dünyaya gelebilseydi tek kişilik üreyebilme yeteneğimiz olurdu. 
Demek ki çocuk yapımı da bakımı da iki kişilik. 
Bir çocuğun (şartlar dahilinde) bir anneye ve bir babaya ihtiyacı vardır. Sadece bir anneye, sadece bir babaya değil.
Her şey dengeli güzel. Her şey dengede eşit, paylaşımlar birlikte güzel. Maddi ,manevi tüm ihtiyaçlar birlikte karşılanırsa tahterevalli tek bir yerde ağır basmaz.
Yuvayı dişi kuş yapmaz !!!
Yuvayı dişi kuş ve erkek kuş birlikte yapar.  💖💪😇

Bir yuva iki kişiliktir. 

Ve bir yuvanın sorumluluğu da tek kişide olması mümkün değildir.

Bugünlük benden bu kadar..

Vakit ayırıp okuduğun için sana teşekkür ederim Sermest' cim.

Sayfamıza destek vermek istersen , link olarak sosyal medya da görüşlerini paylaşabilirsin.

Görüşürüz :)









Not : Fotoğraflar alıntıdır. Sayfamdaki yazı şahsıma aittir. İzinsiz kullanım yasaktır.





Nasılsın ?

Çamaşırları makineden alıp  kırışmasın diye hemen asan ; ne olur ne olmaz misafir gelir diye mutfağında  dolu tencere yemeği olan; sen seversin hediyeleri alan herkese hal hatır sorup bir kere bile kendine yönelik "Nasılsın" sorusuyla muhatap olmamış değerli insan..

Bugün senin için buradayım. 
Bu mektup sana ,bana ,ona..

"Nasılsın ?"


Hep sen dinledin biliyorum. Tam konuşacakken kelimeler ağzında yumruk yumruk oldu onu da biliyorum.

"Gerçi kime neyi anlatacağım ? " dediğini de duydum.

Anlattığım kadar değil karşımdakinin anladığı kadar bütün olay.

Evet durum bu ve bu hep böyleydi. Lakin bir saatten sonra karşındaki seni anlamış, anlamamış amaannn başlarım böyle işe ! diyor insan. 
Dinlese yeterdi aslında..
İyi dinlese..
Belki de asıl mesele budur Sermest.
Dinlememek !
Arif'i, Mualla'yı, Şadiye'yi dinlemiyor çünkü o insan kendini de dinlemiyor. 
Kendisiyle baş başa kalmıyor, kendisiyle vakit geçirmiyor, içini bilmiyor.
İçindekileri dinleyecek kadar cesur değil. Söyleyeceklerinden korkuyor. Evet.. Tam olarak bu. 
İçine küs çünkü bu insan, gerçeklere küs.
Çünkü iç ses gerçektir. İçsesini dinle ! Bir bak bakalım ne diyor ?

Kaç senedir seninle birlikte bu ruh , insan bir sormaz mı kendine  " Nasılsın Ruhum"  diye ?
Yapma. Hadi ama.
Dinle onu.
Sadece dinle.
Dinle ki anlayasın. Dinle ki barışasın kendinle. 
El beziyle ekmek kırıntılarını siler gibi yargılarını da siler gibi yap.
Ama silme ! Onlar sana lazım Sermestçiğim. Çünkü yargılarını da dinleyeceksin.
Neden- sonuç ilişkisi kuracaksın, sorgulayacaksın, düşüneceksin.
Sonra bir bakmışsın; Elinde kalan yargıların çok değerli.
Sonra bir bakmışsın; Kendini meğer ne kadar güzel dinlemişsin.
Arif dinlese ne olur, Mualla dinlese ne olur. Ben dinlerim kendimi dediğin an iş bitmiştir.
Bir bakmışsın kendinle barışmışsın.

Ve kendinle barıştığın an, herkesle barışırsın. 

Bunu sakın unutma Sermest :)



Hadi görüşürüz..

İyi Bak Ruhuna..






Sarı

Neyse artık sarı rengini seviyorum bana sahip olduğum gücü hatırlatıyor.Ya da ben öyle zannediyorum Antony. Bilmiyorum. Saat yediyi on sekiz geçiyor yola çıkalım artık. Ekoseli çantayı ben aldım, su şişesini getirmeyi unutma..





Kapattık


Pis pis bir gülümseme var içimde.
Ama içimde, derinlerde.
Uzaklarda, ulaşılması güç.
Bir zamanlar olan bitenleri izlerdim pembe sardunyanın olduğu penceremden, sonra buna gerek olmadığını fark ettim.
Tülü çektim,
Şükür dedim,
ve camı kapattım.
İşte bu kadar..











Hiçlikten Gelen Güç / Kitap Analizi 4

Efendim selamlar ! Karantina sürecinde okuduğum ve analizini yapmak istediğim bir kitap var.
Spiritüel Danışman Tuğçe Işınsu'nun yazdığı "Hiçlikten Gelen Güç" isimli kitabı yoruma 
alacağım bugün.
Kitap kişisel bir kitap , okudukça kişi içine giriyor ve kendi  aurasını,
kitapla olan iletişimi sayfalara yansıyor. 

O yüzden elden ele okunacak  " sen oku senden sonra ben okurum" dediğimiz o kitaplardan değil. 

1 kişi'ye 1 kitap şeklinde olmalı kanaatimce..


Peki bu kitabın konusu ne Sermest?


Bu kitapta yazar; kendi hayatında yaşadığı olayları,  dönüm noktalarını ve dipteyken nasıl yükseldiğini, bunun için nasıl yöntemler kullandığından bahsetmiş. Burada ilgimi çeken nokta, paylaşılan duygular..
Anlatılan ve yaşanılan şeyler bana çok tanıdık geldi.
Çünkü her birimizin hayatında var olan şeyler. Bunlar için denenmiş çözüm yolları var , bu kitapta. 
Psikoloji,din,spiritüelizm,kişisel gelişim ve maneviyat alanlarında birçok değer mevcut.
Allah ile olan iletişim, Esmaül Hüsna zikirlerinin şifası, dua, meditasyon,telepati, enerji çalışmaları, bilinçaltı , karma temizliği, ritüeller, düşünce metotları, iyiliği ve pozitifliği çekme konuları çok net ve öğretici bir şekilde anlatılmış.

Dikkat çekici..


Evet benim dikkatimi fazlasıyla çekti bu kitap. 
Çünkü "yaşanılan şeyler gerçek"
Sorun, sıkıntı, acı, darbe,kazık.. 
Sadece senin başına gelmiyor, ve şuan televizyonlarda gördüğümüz o sevgi dolu pozitif sakin bir  kadın olan Tuğçe Işınsu'da bu zorlu imkansızlık süreçlerinden geçmiş..
O acıları sorunları yaşadı evet, demek ki yaşaması gerekliydi. 
Çünkü bu şekilde nice insanlara ışık oldu. Herkese ulaşmaya , dokunmaya başladı. 
Bir şeylerin farkındalığını  sağladı .
Yol arkadaşı oldu.



Kitabı kısa sürede bitirmedim.Yavaş yavaş sindirerek okumayı tercih ettim.
Beni anlatan , bana fayda sağlayan bana telkin olan bazı kısımların altlarını çizdim. 
Denemek istediğim birkaç ritüel var. onları da işaretledim.
Normalde çok ritüel yapan birisi değilim.
Ama bazı ritüellerin somutsal olarak değerini ve faydasını anlamaya çalıştım hala çalışıyorum da. Örnek vermem gerekirse bolluk-para ritüelleri manevi yönden çok kuvvetli bir ritüel bence. Deneyeceğim ve göreceğim :)

Ha bu arada,  kitapta çok etkilendiğim ve

paylaşmak istediğim cümle alıntıları var. 


İşte bunlardan bazıları ; 

  • Hayatımızdaki beklenmedik çöküşler,eski bir karma borcunun bedeli olabilir.
  • Birine manevi anlamda zarar vermek küçük olsun büyük olsun maddi zararlardan daha büyüktür.
  • İkna ettiklerinle yol alamazsın, senin kadar inanmışlarla yola çık.
  • Senin nasibin senden başkasına gitmez.
  • İnsanlardan bekleme Allah'tan iste.
  • Tesadüf sandıkların ilahi planın bir parçasıdır.
  • Allah'ın açtığı kapıyı kullar kapatamaz.
  • Sadece ne kadar çok yol aldım derken, geriye bakılır.
  • Sana iyi gelenler senin için doğrudur.
  • Seni sen yapan hayallerindir. Hayallerini desteklemeyen kişileri seçme.
  • Fikir al, kararı kendin ver.
  • Seni olumsuz etkileyen her insan, senin için yanlıştır.
  • Bir ilişkide haklı ya da haksız aramak EGO işidir.
  • Dert değil, ders vardır.
  • Kendisiyle mutlu olanın,başkasıyla işi olmaz.

"Allah şükredene bolca nimet verir." Fatır/30


Ben bu cümlelerden çok etkilendim.Bana ışık oldu, bazı şeyleri tekrar hatırlattı.
Gerçekten hayattaki varoluşunu anlamak isteyen, kendini sevmek isteyen, olumsuzluklara rağmen yeniden hayata tutunmak isteyen kişilere "Hiçlikten Gelen Güç" isimli kitabı öneririm. 
Kitabın dili net ve sade. Mesajlar oldukça açık.
Tuğçe Işınsu'nun bugüne kadar okuduğum en güzel kitaplarından biri. 
Kendisine bir okur ve manevi bu yolda arkadaşı olarak emeklerinden dolayı teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.

Bir kitap analizinin sonuna daha geldik. Analizi okuyan her bir Sermest'e teşekkür ederim.

Görüşmek üzere sevgi ile.





D&R - Kültür Sanat ve Eğlence Dünyası
































Aldırma Tatlım,Tak Kulaklığını !

Bu saatlerde müzik dinlemek en sevdiğim aktivitelerden..
Kulaklık takıp yatağın içinde müzik eşliğinde, düş havuzunda yüzmek..
Yüzüyorum, bazen akıntı olmuyor değil. 
Daha çok sesi açıyorum o zamanlarda , akıntıya karşı mücadele etmek için..
Sonrasında ise ben uyuya-kalırım, müzikse sabaha kadar çalmaya devam eder falan filan.
Şuan bunu yapan o kadar çok kişi var ki eminim.

"Siz neler dinliyorsunuz ? 
Sözlü mü , sözsüz mü ?
Türk mü yabancı mı ?
Hangi tür ? "

gibi sorular SORMUYORUM :)

Çünkü bu senin özelin. 
Ve bir şeyleri dinlemek, o şarkıdan hoşlanmak, o sanatçının eserlerini takip etmek 
tamamen kişisel özel şeyler.
İnsanlar kendi hallerinde bir şeyler dinliyor, bir şeyler seviyor ve bunu sosyal medya 
hesaplarında paylaşıyorlar. Sırf  bir şarkı da değil , kimi zaman bu bir şiir, söz, film kesiti de olabiliyor. Fakat dikkat edilmeyen bir şey var.  Kişinin bunu paylaşması , dinlediği şarkılar üzerinden  onun kişiliği hakkında (!) diğer insanlar tarafından yorum yapma ve yargılama 
hakkını asla vermiyor.
Hareketli bir şarkı paylaşması çok neşeli bir karakter olduğu anlamına gelmez iken , 
hüzünlü bir şarkı paylaşması da karamsar bir karakter olduğu anlamına gelmez.
Efendim bakın , bazı şeyler anlıktır.
Duygularımız ve düşüncelerimiz
binaya kurulan doğal gaz tesisatı değil o yüzden  değişim gösterebilir .
Ayrıca kişiler melankolik tarzda şarkılar da sevebilir. Sorunu olsa da olmasa da dinleyebilir
keyif alabilir. Hatta bazı insanlar (üzüntüleri olmadığı halde ) şarkılardaki hüzne kapılıp anlık acı çekmeyi ve sanatçının sözleriyle o acıyı o an paylaşmayı seviyor, bende dahil :)
O yüzden sakızdan çıkan stickerlerı yapıştırdığımız gibi sıfatlar yapıştırmayalım birbirimize.
Gerek yok bunlara inanın..



Not : Bu kişilikte olan arkadaşlarıma çevremdeki insanlara bakıyorum da,
Yengeç,Akrep,Balık etkililer fazlasıyla.
Özellikle Ay Akrepler,Ay Balıklar,Güneş Yengeçler,Yükselen Yengeçler..
Hadi bu şarkı size ve bize gelsin o zaman.
Kaçtım ben..





















En Sevdiğim filmlerden,
En Sevdiğim parçalardan..

KUAN · Var



Geceye bir parça bırakalım..
Belki bir şeyleri duyanlar olur.

Deli gönül neyi özler durursun Acınacak dostun cananın mı var Dünya yansa yorganın yok içinde Harab olmuş evin dükkanın mı var Çal nayını ferahnakte ver karar Götün nazır kulağın müsteşar Kumda oyna çöp batmasın aşikar Düşünecek senin zamanın mı var Kendi cihanda bak sen keyfine Kulak asma halkın hayfa hayfine Tamburuna kemanına define Sen de katıl neyde noksanın mı var Şu kırk yıldır senin daran alındı Suratına yüz bin kara çalındı Nasıl olsa bu bokluğa dalındı Neyzenden de büyük isyanın mı var Söz : Neyzen Tevfik Müzik : Demircan Demir

"Camdaki Kız" Kitap Analizi /3

Herkese kocaman bir selam !
Eveeet,  efendim bugün bir kitap analizi yapacağım.
Uzun zamandır okuduğum kitapları bloga taşımamıştım.
Şimdi bunun için bolca vaktim var :)

Hadi bakalım.


Kitap Analizi Nedir Sermest ?

Kitap analizi benim zaman zaman yaptığım bir sorgulama ve okuduklarımı hazmetme durumum. 
Nasıl yapıyorum bunu ?
Okuduğum ve etkilendiğim kitapları ele alıyorum. Bana neler kattı, beni nasıl etkiledi,altını çizdiğim bölümler, yorumlarım bunlardan bahsediyorum bol bol. Aynı zamanda okurlarla da buluşma noktam oluyor kitap hakkında münazara ediyoruz. Sevdiğim etkinliklerden biridir. :)

Konumuza dönersek ; bugün "Camdaki Kız" kitabını bitirdim. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun yazdığı bir kitap.Yazarımız doktor,psikiyatrist , hatta yazarın bir kitabı İstanbullu Gelin dizisinin senaryosunda kullanıldı.Ama ben farklı bir eserini okudum, çokça severek.
Bir danışanın hayatını konu edilmiş, birden fazla karakter var kitapta ama anlatılan şey hep aynı kapıya çıkıyor bence. Geçmişimizle olan bağın günümüzde bizi nasıl etkilediğini , sosyal ve çevresel hayatımızı nasıl ele geçirdiğini , bazı şeyler kadersel olsa da (anne,baba, kardeş,doğum) hayatımızın iplerini bir yerden sonra kendi elimize almamız gerektiğini ve kadersel motif kavramını çok güzel anlatmış hocamız.
Geçmişimizin gerçekten geçtiğine emin miyiz ? Yoksa hala bizi huzursuz eden şeyler mevcut mu ? Kader motifimizi biz mi örüyoruz ? Bu örgüyü bozmak bizim elimizde mi ? 
Kendime yönelttiğim sorulardan bazıları.

Kitaptan alıntı da yapmak istiyorum.


* Vicdan denen şey herkeste aynı değildir.

* Sanki hiç uyumayan sürekli nöbet tutan polisler vardır bu insanların içinde.  

* Tesadüf dediğimiz hiçbir şey tesadüf değil aslında.

* Oysa Allah hep affedicidir.Allah affetse de insan kendini kolay affedemiyor belki de.

* Ümit insanın içinde kendiliğinden doğmuyor, birilerinin zamanında bu ümidi o çocuklara aşılaması gerekiyor.

* İlişkisizlik belki de mutsuzluğun en önemli nedenlerinden biridir.Birini kendinize düşman edinmek istiyordanız onunla ilişki kurmayın yeter.

* Hüzün çiçeğim.. Ben üzülünce hep böyle derdi bana.


Vicdan çok farklı bir konu. Kimisinde çok fazla iken kimisinde hiç. Vicdan yeri gelir her şeyi affeder ama asıl durum  kişinin kendini affetmesidir. O bağı kesmek ve yerine olumlu anılar bırakmak..
Bu kitaptan sonra "affetmek" kavramını düşündüm.
Kadersel yol ayrımlarını düşündüm.
Düşündüm,
Düşündüm,
ve düşündüm de bazı şeyler bizim elimizde.
bunu sen de düşün sermest..

görüşürüz.







Karantina Kafası

Herkese merhabaaaaa, nasılsın sermest ? Malum olağanüstü bir haldeyiz, karantinadayız.
Bugünler sırf bana sana ona değil hepimize eşit. Tüm şehirlere,tüm ülkelere, tüm Dünya'ya eşit.
Tüm dünyada ilk defa bir eşitlik söz konusu oldu .
Tabi bunun bir hastalık olması içten içe üzücü.
Tüm insanların yaşadığı ortak duygu " hüzün ve endişe"
Bu duygular "sevinç,heyecan,heves,umut,huzur,sabır" olabilirdi.
Ama hayat bize bir şeyler öğretmek istedi.
Benim öğrendiğim çok şey oldu sermest.

Ne gibi sermest ?

Kötü günün herkese kötü olduğunu,
acıların paylaştıkça azaldığını,
dil,din,ırk ayrımının hiçbir anlamının olmadığını,
olaya Amerikalı,İtalyalı,Çinli vs. bakmaktan çok "can" olarak bakılması gerektiğini
acının sayılarla artmayacağını,
1 can acısı ile 100 can acısının eşit olduğunu,
cenaze törenlerinin değerini ( evet çünkü coronalı hastaların cenaze töreni yapılmıyor ceset torbasından bile çıkartılmadan, birkaç kişi eşliğinde gerçekleşiyor.Ve bu hem merhum için hemde yakınları için çok üzücü bir veda bence)
ve o bir "can'ın"  sağlığımızın ne kadar mühim olduğunu,
dışarı çıkıp bir süpermarkete gidip keyifli bir halde alışveriş yapmanın bile aslında bir lütuf olduğunu,
doğanın önemini, hayvanların da özgürleşmesi gerektiğini,
hobilerimin ve yeteneklerimin aslında ne kadar fazla olduğunu
vee son olarak hür olmak yaşamın en önemli parçası bunu bir kez daha öğrendim.

Ve belki bu #EvdeKalma sürecinde yeteneklerimize, hobilerimize kendi içimize daha çok yönelmemiz gerektiğini hatırlattı.

İçselleşelim

İçselleşmek ? 

İçselleşmek ; Bir varlığın kendine dönmesi,içindeki şeye yönelmesi..


İçselleşelim o zaman..













Şubat 2020 Burç Genel Yorum

Efendim merhabalar, instagramdan sayfamızı takip ediyor musunuz ? bilmiyorum ama ilk mistik burç yorumlarını hikaye bölümünde paylaştım.
Şimdi ise sayfada paylaşıyorum, bu yorumlar genel yorum olup hobi ve eğlence amaçlıdır. 
O zaman başlayalım sermestler ! 
Şubat ayı Balık etkili bir ay olacak.
Şubat ayının ilk yarısı sakin geçecek gibi gözükse de ikinci yarısı biraz sıkıntılı geçebilir.Sıkıntıdan kastım, gerginlik, yanlış anlaşılma, baş ağrısı, uykusuzluk gibi.
18 şubatta bir Merkür Retrosu başlıyor. Bunda merkür S konumda olacak. Onun dışında tek tek burçlarını yorumlarsak önce güneş sonra yükselen burcunuza ve ay burcunuza göre okuyabilirsiniz.Kendi durumunuzu bilen en iyi sizlersiniz. Üstünüze alınması gereken bilgiyi alın ve uygulayın.
Evettt..
Şubat Ayı Koç Burcu ve Koç etkililer
Genel Yorum ;

Sevgili koçlar ölüm gibi bir sey oldu ama ölmedi modunuzla ocaktan çıkıp şubata giriş yapacaksınız.
aslında yeni başlangıçlar için subat ayı sizin icin bir teklif gibi gelebilir.
maddi acıdan kendinizi biraz tutmaniz lazim eliniz bu ay para harcamaya cok musait olacak.
3 lü vakitlerde 3 , 13, 23, 15.00 03.00 gibi zaman dilimlerinde geleceginizi etkileyen bazı haberler alabilirsiniz.
Bu haberler sizi gelecek yönünden etkileyecek ve düşündürecek.
Enerji akısınızı saglamak konusunda zorlanmalar olabilir.
Olabildiğince arınmaya çalışın sevgili Koçlar ve koç etkililer.
Iş ve egitim hayatına dikkat edelim, doğru kararlar almak için iyi düşünmek gerekebilir.


Şubat Ayı 2020 Boğa ve Boğa etkililer
 Genel Yorum
Sevgili Boğalar, Ocak ayında halledemediğiniz sorunlar Şubat ayında da bir süre devam edecek.
Maddi acıdan sıkıntı yaşayacağınız ve çokça zorunlu ödeme yapacağınız bir ay olacak.
Ikili ve ask iliskilerinde ufak hediyelesmeleriniz mevcut olabilir. Bazı romantik anlar yaşayabilirsiniz.
Çevrenizde kalabalık gruplar halinde görüşmeler icinde olabilirsiniz.
5 li vakitlere dikkat.
5,15,25, gibi.
Güzel haberler kapıda. 

Şubat 2020 İkizler ve İkizler Etkililer
Genel Yorum

Geçmişe bir özlem duyarak şubat ayına giriş yapabilirsiniz.8 şubata kadar bazi karamsarlık ve hüzün durumları gündemde.
Sağlığa dikkat ! Ufak tefek problemler olabilir.
Bazı konularda mükemmeliyetci olma isteğiniz olabilir.
İliskisel konularda bulusma ve görüşme davetleriniz de aksaklıklar olabilir.
Dengenizi korumanız gereken, enerji akışını korumanız gereken bir ay.
1 li vakitlere
1,11,12,14,17,18,21 bu günlere dikkat :)
Haberleriniz mevcut.

Şubat 2020 Yengeç ve Yengeç Etkililer
Genel Yorum

Bazı konular hakkında çevrenizde fikir danışıp, bilgi alabilirsiniz.
Iş-Kariyer anlamında bazı sinirlendirecek, gerilecek durumlar olabilir.
Bazı konularda bakış açınızı değiştirmeniz gerek.
Tablonun tamamını görmeniz acısından.
Bu ay Bir başarı elde etmeniz mümkün.
Aile, iliski konuları için oldukca olumlu bir ay.

8,9,10,19,20 gibi vadelere dikkat gelişmeler mevcut.

Şubat Ayı Aslan Burcu ve Aslan etkililer
2020 Genel Yorum

Sevgili aslanlar her zamanki özgüveninizle şubat ayına güçlü bir giriş yapıyorsunuz.
Kendi kafanızda emin olduğunuz şeyler var, bunları biraz düşünün derim.
Aslında içinde bazı yanlis anlamalar mevcut olabilir.
Eğitim kariyer anlamında başarı adımlarınız mevcut.
Emeklerinizin karşılığını alacağınız , ve savaşmaya devam edeceğiniz bir ay.
5,10,15 20 günlere saatlere dilimlere sizin için güzellikler mevcut.


Şubat Ayı 2020 Başak ve Başak Etkililer
Genel Yorum
Sevgili Başaklar ,  geçmişte yaşadığınız kalp kırıklıklarından dolayı bazı korkularınız gündemde olabilir.
Kendinizle alakalı bir kişisel gelisim dönemindesiniz , çoğu sorunlarınızı  halletmiş olacaksınız bu ay. Mahkeme,devlet dairesi. hukuk işlemleri gibi durumlar olabilir.
Aynı zamanda kafanızda birseyleri tartıp biçtikten sonra güzel kararlar alacaksınız.
Içsel düşünmelerinizi yapın derim.
Güzel günler kapıda,
7,10,17,20,27günleri güzellikler mevcut.


Şubat Ayı 2020 Terazi ve Terazi Etkililer
Genel Yorum

Sevgili teraziler, ocak ayında hayata karşı bir küsme durumlarınız olmuş. Vazgeçtim yeter deyip gitme gibi.
Bu ay Arkadas ve ilişkisel anlamda kalp kırıklığı veya alınma yaşayabilirsiniz karşınızdaki kişiyle.
Adaletli olacağınız mantıklı olacağınız bir ay.
Hayal kurmalarınızı arttırın, bunlar size umut verecektir.
Güzel bir teklif almanız olası.
Bunu mutlaka değerlendirin.
3,4,10,13,14 şubat güzel gelecek !

Şubat Ayı 2020 Akrep ve Akrep Etkililer Genel Yorum
Sevgili akrepler , ocak ayından değil de 
savaş alanından cıkmış gibisiniz.Üstünüzde kocaman bir ağırlık mevcut. Kendinize bazı konularda haksızlık yapıyorsunuz.Bilginiz olsun.Plan yapmaya,çalışmaya tam gaz devam edeceğiniz bir ay.İlişkide güzel günler kapıda.Bekar bir akrepseniz hayatınıza birinin girmesi muhtemel.
1,10,11,12 17,20,21 vadelerine dikkat ! Aktifsiniz.

Şubay Ayı 2020 Yay ve Yay Etkililer Genel Yorum

sevgili yaylar,  şubat ayında geçmişteki bazı sorunlarınıza takılabilirsiniz.Bu problemlerinizi çözmeniz bu ay mümkün. ilişki anlamlarında partnerinizle bazı problemler yaşayabilirsiniz.bekar bir yaysanız karşınıza çıkan kişilerin bazı özelliklerine takılabilirsiniz  Bir mini ego savaşınız mümkün olabilir.Bu ay biraz daha alçakgönüllü olmanız gereken biraz daha güleryüzlü olmanız gereken bir ay.
Aileyle daha çok vakit geçireceğiniz , kardeşlerle daha ilgili olacağınız bir ay.
1,10,11,21 vadelerine dikkat !

Şubat 2020 Oğlak ve Oğlak Etkililer Genel Yorum
Sevgili oğlaklar, ocak ayında beklediğiniz bazı fırsatlar elinizde patlamış olabilir.Istediginiz olaylar gerçekleşmemiş kafanızdaki o kutlama iptal olmuş gibi. Bu ayın ilk yarısı özgüvenle ve çalışkanlıkla devam edecek lâkin sonrasında 3,13,23 şubat gibi bir hayal kırıklığı mevcut. Ama artık kendinizin doktoru oldunuz ve ayağa kolayca kalkacaksınız.
İlişkisel olaylarda duygularınızdan emin olamayabilir, iliskinizi sorgulama döneminde olabilirsiniz.
Yeni iliski için bekleyin derim.
4,14,24 şubat sizin için haberli !

Şubat 2020 Kova ve Kova Etkililer Genel Yorum

Sevgili kovalar , iliskisel anlamda partnerinizle son dönem biraz gergin günler yaşayarak Şubat ayına giriş yapmışsınız.Bazı hayallerinizden vazgeçme durumu, küstüm oynamıyorum modu bu ay sizde mümkün olabilir.Yakın cevrenizde bir kırgınlık duyabilirsiniz.Bu ay bol bol nasihat dinlemeniz gereken bir ay ve siz de fayda sağlayacağınız kişilere nasihat vermelisiniz. Sağlığa dikkat  ufak sıkıntılar mevcut olabilir.
3,5 13,15,23,25  günlerinde yoğun iletişimleriniz , görüşmeleriniz, haber almalarınız mevcut. Bu vadelere dikkat.



Şubat 2020 Balık ve Balık Etkililer Genel Yorum

Sevgili Balıklar , kariyer ve eğitim anlamında başarılar elde edeceğiniz bir ay. Bu ay yaşanan bazı durumlarda bakış acınızı degistirmeniz gerekebilir. Empati yapmanız ve biraz daha anlayışlı olmanız gerek.Bu ay bazı hediyeler , güzel kazanclar elde edebilirsiniz. Iliski ve aşkta ufukta güzel durumlar var. Bekar balıklar yeni birisiyle görüşebilir, flört edebilirsiniz. Başı bağlı balıklar romantik günler de sizi bekliyor.
Çevrenizde bazı arkadaşlarınız ile görüşeme durumu olabilir. 
Ertelenme yaşayabilirsiniz.
1,11,21 gibi 1 ' li vadelere dikkat !




Şimdilik hoşçakalın.




Körsüz Gece

Geldim yine ben,  ansız ansız bir saat.
Gecenin körü , saat sıfır bir yirmi sekiz.
Gecenin körü mü sahiden ? 
Neye göre kör bu gece ? 
Geceler bana kör değil ki, olmadı da hiçbir zaman..
Geceleri hep bir şeyleri daha net gördüm ben. Düşünce pencerem sonuna kadar açık kalır geceleri. Bunlar birer birer önce gökyüzüne sonra da yeryüzüne ulaşır.
Bense bunların hepsini uzaktan izlerim,
bulutların üstünde oturup, yer fıstığı yer iken..  
Taa ki lanet olası alarm sesi çalana dek..
Bir tokat yer gibi pencerem kapanır hızlıca.
Bu vakit, körleşme vaktidir.
Körleşip, çevredekilere kafa sallama ve sahte gülücükler atma vakti..
Tiksinerek yapıyorum,
tiksinerek yapıyorsun
çünkü buna itildin.
E sende bizdensin o zaman.
Bak gülen suratlı masken, kahverengi sehpanın üzerinde.
Takmayı unutma.
Görüşürüz, Sermest...





Güle Güle 2019

31.12.2019 Günlerden Salı.



2019'un son günü bugün.Ne çabuk geçti ya diyenlerden misiniz bilmiyorum ama benim için uzun bir yıldı 2019.
Fazla duygu yüklüydüm, hem sevinç hem gözyaşları..Gerek ailem, gerek sevdiğim insanlar istemeye istemeye oluşan vedalar..
2019 çok şeyi içine aldı bu sene ve her sene olduğu gibi bu senede çok şey öğrendim.Mesela
aile kavramına daha sıkı tutunmanın,ölümün ansızın gelebileceğini, sevdiklerimle olabildiğince anı biriktirmem gerektiğini öğrendim.
Hayatımda olmak isteyenlerin bahane sunmadan her daim yanımda olabileceğini,
bir şeyler olmuyorsa zorlamanın bir manası olmadığını, hayırlı olanın neyse onun olması gerektiğini kendi doğrularından başkalarını doğrularını görmeyen insanlara laf anlatmamın değmediğini,  öğrendim.
Kimse için kötü düşünmekten yana değilim, ama bana ruhen ,bedenen her şekilde olumsuz etki gösteren kişilerle görüşmeyi kestim.Çünkü çok hırpalandım, ve kendimi bu şekilde korumam gerektiğini öğrendim.
Geçmişimle barışmam gerektiğini,
Yaşanılan her şeyin bir süreç ve bir sınavdan ibaret olduğunu unutmamam gerektiğini hatırladım.
Hatırladım diyorum çünkü Allah bunları geçen sene sınavda sormuştu.Ve dersimi çalışmam gerektiğini biliyordum.
Bu sene düşünmem gereken şeyler için fazla zamanım yoktu.Anlık kararlar vermem gerekti.Bu beni biraz zorlasa da, Merkür retrosu biraz saçımı başımı yolsa da düşe kalka 2019 parkurunun sonuna geldim.

"Güzel bir şeyler olmadı mı yahu ? " dediğinizi duyar gibiyim

Oldu efendim oldu. 2019 bol seyahatli, gezmeli,yeni yerler keşfetmeli , bol bol fotoğraf çekmeli, hediyeleşmelerin olduğu , eğitim ve kariyer anlamında  güzel haberler aldığım bir seneydi.
Kendisine teşekkür ediyorum. Ve kapıyı açıp el sallıyorum 🙋🙋🙋


Gelelim 2020 senesine ; 

Allah'ım izin verirse ben bu sene mezuniyetimi göreceğim,mesleğimi elime alacağım.
Başarılar, gösteriler, gezmeler,seyahatler,arkadaşlıklar,dostluklar,gülmeler,oynamalar  inşallah 2020 senesinde de devam eder.

Her şeyden önce SAĞLIK , (klasık gibi olsa da bu o kadar önemli ki.)
sonra huzur,refah,kariyer,birazcık para ve AŞK dolu sevgi dolu bir sene olsun.
Birbirimize saygı duyacağımız, birbirimizi olduğu gibi kabul edeceğimiz,kırmadan dökmeden,güzel bir dille güzel insanlarla geçireceğimiz bir sene olsun.


Sevgiler.












Instagram'da Sayfa Açtım !

Herkese merhaba kafasısermest ailesi..
Birşeylerden bahsedeceğim bugün sizlere.Instagramda'da artık bir sayfamız var efendim.

Artık blog da olmayacak mısın ? 

Blog'a devan edeceğim tabiki blog benim göz bebeğim , yol arkadaşım. Fakat gezi yazılarında, günlük çekimlerde, güzel açılı fotoğraflara sahibim. Manzara ,kafe, hayvan,bulut,deniz,kahve aklınıza gelecek herşey ile. Bir de kozmetik kısmını oradan daha rahat yürüteceğimi düşündüm.
Onun dışında uzun uzun yazılarım, şiirler, kişisel yazılar, uzun gezi yazıları , kitap analizleri yine burada olacak.
Bir nevi fotoğrafları post post yayınlayacağım. 
Çünkü herkesin blogu yok ama neredeyse çoğu kişinin instagramı var.
İnstagram sayfamıza takibe bekliyorum her birinizi ! Beni bu yolda yalnız bırakmayın ilgi gösteren herkese kucak dolusu sevgiler..

instagram.com/ kafamsermestblog


Facebook sayfası ise , 

facebook.com/kafamsermest

Bekliyorum efendim..


Atatürk Arboretumu

Kafasısermestler ! Kocaman merhaba !  Bir doğa yürüşü ile geldim bugün .
Malum havalar hala İstanbul'da güzel iken fırsat bu fırsat deyip "Atatürk Arboretumu"na gittik.
Girişler ücretliydi.
Sadece öğrenci indirimi mevcut. Öğretmen ve emeklilere ne yazık ki bir indirim söz konusu değil.
Göl etrafında uzun bir yürüyüşe başladık.  Yeşil,kahve,sarı tonları, göl manzarası,ağaçlar,yapraklar o kadar güzeldi ki . Bir tablonun içinde gibiydim.
Havası keskin temiz bir havaydı.
Birçok ağaç çesitleri vardı, girişte büyüteçle inceleme standı kurulmuş. Detaylıca incelemek isteyen misafirler için .
Arboretum genel olarak çok beğendim. Sadece içinde geliri ile bağış yapılan gönüllü çay-kahve içme yerleri olsa güzel olurdu diye düşündüm. Onun dışında bir de tahta büyük bir salıncak kurulmalı bence göl kenarına.
Fotoğraf çekimi açısından çok hoş durur bence.
Neyse :) Daha fazla uzatmadan fotoğraflara geçiyorum efendim.











Çekimler bana aittir.
Teşekkürler.

KUZGUNCUK SOKAKLARI

Uzun bir aradan sonra tekrardan buradayım efendim.
Bu sefer ki gezimiz Kuzguncuk Sokakları..
Aslında gitmek istediğimiz yer " İçimdeki Çocuk" sergisi olan Abdülmecit Köşk'ü idi.
Pazar günü gittiğimiz için çok kalabalıktı, çok fazla sıra vardı. 5 gibi kapandığı için sıra bize gelmedi.
Bizde Kuzguncuk sokaklarına attık kendimizi. Rengarenk evleri olan, nezih , iç açıcı bir İstanbul semtlerinden biri diyebilirim.

Seneler önce dizisi çekilen "Ekmek Teknesi" isimli dükkanı ziyaret ettik.
Botanik Bahçe vardı ufak bir bahçeydi, ilgimi çekmediği için girmedik oraya.
Onun dışında Perihan Abla sokak çok güzel bir sokaktı.
Çok fazla kafesi mevcut, fakat kafeler çok dar ve kalabalıktı.
O yüzden Kuzguncuk'ta oturmak istemedik. Fotoğraf çekimi yaptıktan sonra Üsküdar Merkez'e geçtik efendim.
Haydi o zaman fotoğraflara bakalım !






Fotoğraflara baktığımda çok fazla kişisel fotoğraf çekilmişim.
Blog için bunları bulabildim albümümden sadece.
Yolunuz düşerse uğrayın derim efendim !

Keyifli okumalar !



Neslican Tay'a Veda

Ben Bir Bacaktan Fazlasıyım

Dört gün olmuş sen bizi bırakalı..
20.09.2019, o kara gün..
Neslican uçtu.
Çok çok uzaklara uçtu..
Neslican Tay..

Sevgili Neslican, inanıyorum ki bu mektubu bir yerlerden göreceksin , hissedeceksin.
Instagram'dan tanıdım seni. İlk gördüğümde" hayır ya bu kız ciddi değil
 yaşadıklarına rağmen bu kadar gülümseyemez,sahte gülüş bu "demiştim.
Günler geçti, keşfetime düştün ansızın bir video ile.
Dinledim..
Tedx konuşmanı izledim. Her bir kelimen, her bir cümlen beni derinden etkiledi.
O günden sonra çok başka bir yerin vardı benim için.
Ben hayatımda ilk defa bu kadar güzel bir "yaşam savaşcısı" görmüştüm.
O kadar acıya,ilaca,ağrıya rağmen o kadar güzeldin ki Neslican..
Sen sadece kanser hastalarına değil, birçok kişinin ufkuna dokundun.
Her yaştan birilerine sesini duyurdun.Öyle güzel duyurdun ki Neslican, bize umudu öğrettin.

Bize "yaşam algısını yeniden hatırlattın".


21 senelik yaşamında kimselerin katlanamayacağı birçok şeye katlandın.
Neler yaşadın kim bilir,bizim bilmediğimiz..
Ne anıların vardı belki aklında..
Ah Neslican !
Güzel gözlü melek..
Çok isterdim..
Seni yakından tanımak çok isterdim.
Karşılıklı bir kahve içmek isterdim..
Senden çok şey öğrendim Neslican.
Çok şey öğrettin Neslican.
Var Mevla'nın bir bildiği. 
Bu dünyaya geldin binlerce insana ulaştın, umut oldun ve mücadele ederek gittin..

mücadelen çok güzeldi Neslican.


Allah'ın rahmeti üstünde olsun..
Başka bir yerlerde buluşmak üzere..

                   









ŞANLIURFA GEZİSİ

Herkese kocaman bir Selam !  Şanlıurfa gezi yazısına sonunda başlayabildim. Haziran ayında Şanlıurfa'daydım. Hava rahat 42-43 derece vardı. Ve inanılmaz bunaltıcı bir sıcaktı, eğer yaz dönemi gitmeyi düşünüyorsanız mutlaka güneş gözlüğünüzü,güneş koruyucusunu ve şapkanızı yanınızdan ihmal etmeyin.İlk durağımız Göbeklitepe'idi, bilet almak için fazla sırada bekledik.Araçlar için otopark mevcut.Bu arada söylemeden geçemeyeceğim otopark ve müze görevlileri biraz kaba davranışlar sergilediler Göbeklitepe'de.
Göbeklitepe'den bahsedersek
Mısır piramitlerinden bile eski olan Göbeklitepe , arkeolojik kazılar sonucu çok fazla eski buluntulara sahiptir.Tapınakların üstünde o döneme özgü şekil ve semboller vardır.Ay,Güneş,Piramit,hayvan şekilleri o dönem insanların sanatla ilgilendiğini gösteriyor. 2007 yılında Prof. Dr. Klaus Schmidt'in bilimsel danışmanlığında kazılar başlamıştır. 


"Göbeklitepe'deki kazılarda elde ettiğimiz bulgularla, dünyanın bilinen en eski tapınma merkezlerinden birinin bu bölgede olduğunu ortaya çıkarmıştık. Ancak, son kazı çalışmalarıyla tapınma merkezinin dünyanın en büyük tapınma merkezi olduğunu tespit ettik. Yaptığımız araştırmalarda, Cilalı Taş Devrinde yaşamış insanların, yabani sığır, akrep, tilki, yılan, aslan, yaban eşeği, yaban ördeği ve yabani bitki kabartmalarını incelediğimizde hayvanlarını evcilleştiremedikleri sonucuna ulaştık. Ayrıca, dikili taşların (Stel) üzerindeki resimler ve kabartmalar o dönemde yaşamış olan insanların sanatları hakkında bizlere fikir veriyor. Buradaki tapınak, dünyanın bilinen en büyük tapınağı olma özelliğini taşıyor" 


Prof. Dr. Klaus Schmidt (alıntıdır)


Ayrıca Göbeklitepe 2011 yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Geçici Listesi'ne alınmıştır.


Göbeklitepe gezimizden sonra bir sonraki durağımız  Balıklı Göl :)
 Kısa bir mesafeden sonra Balıklı Göle ulaştık.
Balıklı Göl'ün hikayesini bilir misiniz ? Bahsedeyim biraz bildiğim kadarıyla.
Herkese zulüm eden putlara inanan Nemrut, tahtının alınması korkusuyla tüm erkek çocukları öldürtme emri verir.Lakin Nemrut'un başdanışmanı Azer'in eşi hamiledir.Ve bunu saklarlar. Doğum olur Hz. İbrahim dünyaya gelir. 15 ay geçer ama Hz. İbrahim 15 yaşınad gibi gözükür. Mağarada yaşayan Hz.İbrahim'i bir gün Kral'ın askerleri bulur ve yakalatıp Nemrut'a getirirler. Daha sonra Hz. İbrahim sarayda yaşamaya başlar, Nemrut'un kızı Zeliha ile dost olurlar. Ve putlara tapmanın yanlış olduğunu düşünürler , sonra Putları tek tek kırmaya başlamışlar. Bunu duyan Nemrut, Hz. İbrahim'i  kalenin kuzeyinde olan bir yerde ateşte yakılmasını emretmiş.
Tam ateşlere atılır ve, odunlar balığa, ateşte suya dönüşür. Allah, Hz. İbrahim için Halilim,dostum der. Ve göl, HaliliuRahman  adını alır.Diğer tarafta bu duruma ağlayan Zeliha'nın gözyaşlarıda ufak bir göl oluşturur. İsmi de Ayn-ı Zeliha Gölü diye geçer.

Odunlar biraz yandığı içinde balıkların sırtlarında lekeler kalır.Ayrıca göldeki balıklara dokunan birisinin cehenneme gideceğine inanılır.

Evettt efendim , rivayeti de anlattığıma göre yemek bölümüne geçebilirim.Sonra bir yemek molası verdik.Şanlıurfa'ya özgü "soğuk yoğurt aşı çorbası, Urfa Kebabı,Urfa Lahmacunu ve Şıllık tatlısı'ndan" yemiş bulunduk. Kesinlikle çok lezizdi, özellikle soğuk çorbası o kadar iyi geldi ve serinletti ki anlatamam.
Ardından Şanlıurfa Merkez Çarşısını gezdik.Çok fazla kuruyemişci ve kuyumcu vardı. Ufak tefek hediyelikler aldıktan sonra Harran Evlerine doğru yola çıktık.


Harran Evleri'ne ulaştık,
 MÖ VI. yüzyıldan bu yana varlığını korumayı başarmış, Harran evleri hala yaygın olarak kullanılan yöresel mimari örneklerinden.Konik kubbe şeklinde olan bu evler yerli ve yabancı turistlerin dikkatini oldukça çekiyor.

Bol bol fotoğraf çekemedim burada çünkü tam ziyaret sırasında görevliler alanı boşaltmamızı ve orayı yıkayacaklarını söylediler. 5-10 dakika müsade istememize rağmen hortumu açtılar ve üzerimize birazcık su gelmiş oldu.
Bu konuda çok düşüncesiz ve kabalardı. 
Onun dışında Şanlıurfa'yı beğendim , farklı bir kültüre sahip.
Gezi listenizde olmalı.


Anlatacaklarım bu kadar, teşekkür ederim.
Görüşmek üzere..
                                                             GÖBEKLİTEPE



BALIKLI GÖL





HARRAN EVLERİ


YAZ'a Mektup

Eylül bir mi bugün ?
İçim buruk.
İyi değilim gibi ..
Gözlerim yaşlı,ve ben bugün ağlayarak el salladım Yaz'a.
O kadar bitmesin istedim ki..
O kadar gitmesin istedim ki.. 
Tüm yaz "Dinledim"..
Neyi mi ?
Kendimi dinledim.
Muhafaza ettim..
O kadar kirli ruhlar var ki etrafta..
Onlardan arınmak istedim..
Yaz'ım ışık doluydu.
Kırmızı bir yonca gibiydi.
Şimdi ise bavulunu aldı ve gitti.
Seneye yine geleceksin değil mi ?
Beni burada unutmayacaksın değil mi ?
Akşam güneşi bana yine vuracak değil mi ?
Ah..
Ah.
Öyle güzelsin ki..
Öyle güzelsin ki YAZ..
Su döküyorum arkandan, en tez zamanda tekrar gel diye..
Şimdilik hoşça kal !



ÇEKİRDEKTEN HÜR KADIN

Merhaba herkese. Bu sabah içim biraz buruk,kafam olduça düşünceli.Ülkemizde her geçen gün artış gösteren "Kadın Cinayetleri" konusuna değineceğim bugün.
Çünkü ben ses çıkartmazsam,o ses çıkartmazsa olmayacak. 
Birilerine KADINLARIN  var olduğunu  ve KADINLARI yaşamlarında kabul etmek zorunda olduklarını hep söyleyeceğim. 
21. yüzyıldayız.. Evet gerçekten 21. yüzyıldayız ama bu beyinsel ahlakı da hala geliştirmiyor kimisinde.Toplum olarak hala bir şeyleri aşamadık. Bunun sebebi nedir ? En küçük birim olan Aile kavramıdır. Anne ve Babaların çocuklarına olan davranışlarıdır. Yetiştirme biçimidir. Biraz geçmişe inelim, toplumumuzun yıllardır söylediği Atasözü ve deyimlerimize bakalım,inceleyelim.

  • Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.”
  • Kadın erkeği rezil de eder, vezir de."
  • Çocuksuz kadın, meyvesiz ağaca benzer
  • Dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek yanaşmaz."
  • Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır.
  • Ananın bahtı kızına."
  • Kızını dövmeyen, dizini döver.”
  • Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün."
  • Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
  • Çok gezen pabuç bok getirir.
gibi gibi gibi..

Düşündünüz mü hiç bunları ?  Kadınları aşağılayan atasözlerinden bazıları.

Ne anlatıyor peki bu Atalarımızın sözleri ?
Kadın,erkeğinin kalbini kazanması için bol bol yemek yapmalı.
Çocuk yapmazsa bir anlamı olmaz. Hele ki kısırsa hiç bir vasfı yoktur.
Bir bakkal ürünüdür, bir kilo pirinç, iki ekmek falan gibi istenilir,alınır.
Kaderi annesine benzer annesi ne yaşadıysa onun da yaşaması normaldir.
Bir kadına şiddet uygulanmalı bu da gayet normaldir...

BİR DAKİKA ! 

Biz Kadınlar , önce bir insanız.Bir erkeğe ya da bir kadına hiç kimseye hizmet etmek zorunda değiliz.
İstediğimiz kişiyle görüşürüz , istediğimiz kişiyle evleniriz istersek boşanırız.İster çocuk yaparız ister ömür boyu çocuk yapmayız. 
Hayat bizim hayatımız ve bu kimseyi ilgilendirmez. 
Her kadın evlenmek zorunda değildir. 
Her kadın çocuk doğurmak zorunda değildir.
Her kadın yemek yapmak ev işi yapmak zorunda değildir.
Her kadın birisine ilgi göstermek zorunda değildir.
Her kadın fedakarlık yapmak zorunda değildir.Olumsuz bir davranışımız da suçlu annemiz ya da halamız da değildir. Olumsuz ya da olumlu , ister kabul ederseniz ister etmezsiniz. Kural basit.Yani demem o ki Kadınların hiçbir şeyi KİMSEYİ İLGİLENDİRMİYOR.


Çekirdekten başlıyor hep. Aileden başlıyor, aileyi bilinçlendirmeden başlıyor.Bundan bahsedeceğim uzun uzun. 

Daha fazla Emine Bulut,Şule Çet,Münevver Karabulut,Özgecan olmaması için.
Yeni çocuk sahibi olan kişiler için bu bilinç daha iyi olabilir.
Lakin şuan belli bir yaşta çocuğu olan aileler ne yapmalı ?  


Kızım misafir geldi "kalk çay koy" demek yerine
"oğlum Mehmet bugün de çayları sen koy" diyebilirsiniz..
Ya da iş bölümü yaptırabilirsiniz.
Oğlunuza ne kadar gün kaç saatliğine araba teslim ediyorsanız, kızınız Meltem'ede aynı süre kadar araba verebilirsiniz.
Oğlunuzun dışarı çıkma süresini problem etmiyorsanız aynı şey kızınız için de geçerli.
Ama o kız o kendini koruyamaz falan dediğinizi duyar gibiyim.Siz onu böyle cam fanusun içine koyduğunuz sürece evet kendini korumayı öğrenemeyecek. Kötü olaylarda yaşayabilir,yaşayacaktır da. Önemli olan bu kötü olaylara karşı onu hazırlamanız ve onun yanında olmanız sevgili ebeveynler.
Kızınıza güvenmeyi hiç düşündünüz mü ? Onu  olaylara ve durumlara karşı uyarabilir, nasihatte bulunabilirsiniz lakin reşit olduktan sonra iyi ya da kötüyü seçmesi onun elinde.
Tercih ona ait anlatabiliyor muyum ?
Size göre iyi olan onu mutsuz edebilir. Ya da size göre kötü olan onu mutlu edebilir.
Dediğim gibi tercih ona ait.
Ve sonuçlarına o katlanır.

Devam edelim ,
kızınıza şu etek olmamış diyebilirsiniz ama etek giyemezsin diyemezsiniz.
Kişi hürdür ve hür yaratılmıştır.
Giysi ve aksesuarlarına karışma hakkınız yok.
Oğlunuzu yada kızınızı arkadaşlarına karşı uyarabilirsiniz en doğal hakkınız. 
Görüşüp görüşmemek yine kişiye aittir.
Belki sizin beğenmediğiniz arkadaşı, çocuğunuzun psikolojisine ve ruhuna çok iyi geliyordur. Bunu bilemezsiniz.

AMA ONU BEN VAR ETTİM !

O BENİM ÇOCUĞUM !

Empati kurun..
Çocuklarınız sizin yaşınıza bir anda gelemez ,ama siz geçmişe inebilirsiniz.
Ha geçmişe inip bizim zamanımızda babamız böyle yapardı muhabbeti açmayın boşuna. 
21. yüzyıldayız ve çağa ayak uydurmak zorundasınız.

Ve son olarak
"Kız benim, oğlan benim ister döverim ister söverim" ? mevzusu ...
Çocuklarınız, gelecekteki çocuklarımız evet bizim ailemizdir canımızdır kanımızdır .
Ama şunu unutuyorsunuz,
herkesi Allah yarattı ve herkes Allah'a emanet.

Evlatlarınız sizin tapulu mallarınız değil. 

Onlar sadece size Allah'ın bir emaneti..

bunu sakın unutmayın.





(NOT : RESİM HÜLYA ÖZDEMİR http://hulyaozdemir.tumblr.com/image/141262021603 ALINTIDIR.)




Simge Ö.

Gel Son 90 Günü Konuşalım

Selam herkese hadi gelin biraz sohbet edelim.
Kahvelerinizi alın gelin bekliyorum efendim.



Eee
Günler gelip geçiyor,sular akıyor,rüzgarlar esiyor yor yor...
Hayat nasıl gidiyor be kafası sermestler ? Son 3 ayınız nasıl geçti mesela ? 
Ortlalama 90 gün..
Neler yaptınız ? Size ne kattı bu son 3 ay ? Ne öğrendiniz ? Nasıl bir ders çıkarttınız ?
En çok hangi duyguyu yaşadınız ? 
Ben kendimden biraz bahsedeyim mi siz düşünürken ,
son 3 ay,
bedenen dinlendim,
uykuma daha çok önem verdim,
yeni yazarlar keşfettim ve kitaplarını aldım,
6 farklı şehirde bulundum,
uzun uzun yolculuklar yaptım,
10'dan fazla yeni kişiyle tanıştım,
eğitim alanında başarılar elde ettim,
astrolojiyle daha çok ilgilendim,
tasavvufa biraz merak sardım,
blog sayfamda tıklanma sayım arttı,
facebook sayfası açtım...
Bu son 3 ay da beyin dinlenmesinin çok önemli olduğunu, ve sessizliğe de ihtiyacım olduğunu anladım. Bir kez daha, her kimsenin her söylediğine inanmamak gerektiğini öğrendim.
Duygu durumu olarak nötr ve soğuk olduğumu düşünüyorum.
Şuanlık aklıma gelenler bunlar.

Peki siz neler yaptınız ?
Haydi yoruma !

Ben kaçtım :)





NOT : FOTOĞRAF GOOGLE ARAMA MOTORUNDAN ALINTIDIR.