psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Nasılsın ?

Çamaşırları makineden alıp  kırışmasın diye hemen asan ; ne olur ne olmaz misafir gelir diye mutfağında  dolu tencere yemeği olan; sen seversin hediyeleri alan herkese hal hatır sorup bir kere bile kendine yönelik "Nasılsın" sorusuyla muhatap olmamış değerli insan..

Bugün senin için buradayım. 
Bu mektup sana ,bana ,ona..

"Nasılsın ?"


Hep sen dinledin biliyorum. Tam konuşacakken kelimeler ağzında yumruk yumruk oldu onu da biliyorum.

"Gerçi kime neyi anlatacağım ? " dediğini de duydum.

Anlattığım kadar değil karşımdakinin anladığı kadar bütün olay.

Evet durum bu ve bu hep böyleydi. Lakin bir saatten sonra karşındaki seni anlamış, anlamamış amaannn başlarım böyle işe ! diyor insan. 
Dinlese yeterdi aslında..
İyi dinlese..
Belki de asıl mesele budur Sermest.
Dinlememek !
Arif'i, Mualla'yı, Şadiye'yi dinlemiyor çünkü o insan kendini de dinlemiyor. 
Kendisiyle baş başa kalmıyor, kendisiyle vakit geçirmiyor, içini bilmiyor.
İçindekileri dinleyecek kadar cesur değil. Söyleyeceklerinden korkuyor. Evet.. Tam olarak bu. 
İçine küs çünkü bu insan, gerçeklere küs.
Çünkü iç ses gerçektir. İçsesini dinle ! Bir bak bakalım ne diyor ?

Kaç senedir seninle birlikte bu ruh , insan bir sormaz mı kendine  " Nasılsın Ruhum"  diye ?
Yapma. Hadi ama.
Dinle onu.
Sadece dinle.
Dinle ki anlayasın. Dinle ki barışasın kendinle. 
El beziyle ekmek kırıntılarını siler gibi yargılarını da siler gibi yap.
Ama silme ! Onlar sana lazım Sermestçiğim. Çünkü yargılarını da dinleyeceksin.
Neden- sonuç ilişkisi kuracaksın, sorgulayacaksın, düşüneceksin.
Sonra bir bakmışsın; Elinde kalan yargıların çok değerli.
Sonra bir bakmışsın; Kendini meğer ne kadar güzel dinlemişsin.
Arif dinlese ne olur, Mualla dinlese ne olur. Ben dinlerim kendimi dediğin an iş bitmiştir.
Bir bakmışsın kendinle barışmışsın.

Ve kendinle barıştığın an, herkesle barışırsın. 

Bunu sakın unutma Sermest :)



Hadi görüşürüz..

İyi Bak Ruhuna..






ÇEKİRDEKTEN HÜR KADIN

Merhaba herkese. Bu sabah içim biraz buruk,kafam olduça düşünceli.Ülkemizde her geçen gün artış gösteren "Kadın Cinayetleri" konusuna değineceğim bugün.
Çünkü ben ses çıkartmazsam,o ses çıkartmazsa olmayacak. 
Birilerine KADINLARIN  var olduğunu  ve KADINLARI yaşamlarında kabul etmek zorunda olduklarını hep söyleyeceğim. 
21. yüzyıldayız.. Evet gerçekten 21. yüzyıldayız ama bu beyinsel ahlakı da hala geliştirmiyor kimisinde.Toplum olarak hala bir şeyleri aşamadık. Bunun sebebi nedir ? En küçük birim olan Aile kavramıdır. Anne ve Babaların çocuklarına olan davranışlarıdır. Yetiştirme biçimidir. Biraz geçmişe inelim, toplumumuzun yıllardır söylediği Atasözü ve deyimlerimize bakalım,inceleyelim.

  • Erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer.”
  • Kadın erkeği rezil de eder, vezir de."
  • Çocuksuz kadın, meyvesiz ağaca benzer
  • Dişi köpek kuyruk sallamazsa, erkek köpek yanaşmaz."
  • Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır.
  • Ananın bahtı kızına."
  • Kızını dövmeyen, dizini döver.”
  • Oğlan doğuran övünsün, kız doğuran dövünsün."
  • Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
  • Çok gezen pabuç bok getirir.
gibi gibi gibi..

Düşündünüz mü hiç bunları ?  Kadınları aşağılayan atasözlerinden bazıları.

Ne anlatıyor peki bu Atalarımızın sözleri ?
Kadın,erkeğinin kalbini kazanması için bol bol yemek yapmalı.
Çocuk yapmazsa bir anlamı olmaz. Hele ki kısırsa hiç bir vasfı yoktur.
Bir bakkal ürünüdür, bir kilo pirinç, iki ekmek falan gibi istenilir,alınır.
Kaderi annesine benzer annesi ne yaşadıysa onun da yaşaması normaldir.
Bir kadına şiddet uygulanmalı bu da gayet normaldir...

BİR DAKİKA ! 

Biz Kadınlar , önce bir insanız.Bir erkeğe ya da bir kadına hiç kimseye hizmet etmek zorunda değiliz.
İstediğimiz kişiyle görüşürüz , istediğimiz kişiyle evleniriz istersek boşanırız.İster çocuk yaparız ister ömür boyu çocuk yapmayız. 
Hayat bizim hayatımız ve bu kimseyi ilgilendirmez. 
Her kadın evlenmek zorunda değildir. 
Her kadın çocuk doğurmak zorunda değildir.
Her kadın yemek yapmak ev işi yapmak zorunda değildir.
Her kadın birisine ilgi göstermek zorunda değildir.
Her kadın fedakarlık yapmak zorunda değildir.Olumsuz bir davranışımız da suçlu annemiz ya da halamız da değildir. Olumsuz ya da olumlu , ister kabul ederseniz ister etmezsiniz. Kural basit.Yani demem o ki Kadınların hiçbir şeyi KİMSEYİ İLGİLENDİRMİYOR.


Çekirdekten başlıyor hep. Aileden başlıyor, aileyi bilinçlendirmeden başlıyor.Bundan bahsedeceğim uzun uzun. 

Daha fazla Emine Bulut,Şule Çet,Münevver Karabulut,Özgecan olmaması için.
Yeni çocuk sahibi olan kişiler için bu bilinç daha iyi olabilir.
Lakin şuan belli bir yaşta çocuğu olan aileler ne yapmalı ?  


Kızım misafir geldi "kalk çay koy" demek yerine
"oğlum Mehmet bugün de çayları sen koy" diyebilirsiniz..
Ya da iş bölümü yaptırabilirsiniz.
Oğlunuza ne kadar gün kaç saatliğine araba teslim ediyorsanız, kızınız Meltem'ede aynı süre kadar araba verebilirsiniz.
Oğlunuzun dışarı çıkma süresini problem etmiyorsanız aynı şey kızınız için de geçerli.
Ama o kız o kendini koruyamaz falan dediğinizi duyar gibiyim.Siz onu böyle cam fanusun içine koyduğunuz sürece evet kendini korumayı öğrenemeyecek. Kötü olaylarda yaşayabilir,yaşayacaktır da. Önemli olan bu kötü olaylara karşı onu hazırlamanız ve onun yanında olmanız sevgili ebeveynler.
Kızınıza güvenmeyi hiç düşündünüz mü ? Onu  olaylara ve durumlara karşı uyarabilir, nasihatte bulunabilirsiniz lakin reşit olduktan sonra iyi ya da kötüyü seçmesi onun elinde.
Tercih ona ait anlatabiliyor muyum ?
Size göre iyi olan onu mutsuz edebilir. Ya da size göre kötü olan onu mutlu edebilir.
Dediğim gibi tercih ona ait.
Ve sonuçlarına o katlanır.

Devam edelim ,
kızınıza şu etek olmamış diyebilirsiniz ama etek giyemezsin diyemezsiniz.
Kişi hürdür ve hür yaratılmıştır.
Giysi ve aksesuarlarına karışma hakkınız yok.
Oğlunuzu yada kızınızı arkadaşlarına karşı uyarabilirsiniz en doğal hakkınız. 
Görüşüp görüşmemek yine kişiye aittir.
Belki sizin beğenmediğiniz arkadaşı, çocuğunuzun psikolojisine ve ruhuna çok iyi geliyordur. Bunu bilemezsiniz.

AMA ONU BEN VAR ETTİM !

O BENİM ÇOCUĞUM !

Empati kurun..
Çocuklarınız sizin yaşınıza bir anda gelemez ,ama siz geçmişe inebilirsiniz.
Ha geçmişe inip bizim zamanımızda babamız böyle yapardı muhabbeti açmayın boşuna. 
21. yüzyıldayız ve çağa ayak uydurmak zorundasınız.

Ve son olarak
"Kız benim, oğlan benim ister döverim ister söverim" ? mevzusu ...
Çocuklarınız, gelecekteki çocuklarımız evet bizim ailemizdir canımızdır kanımızdır .
Ama şunu unutuyorsunuz,
herkesi Allah yarattı ve herkes Allah'a emanet.

Evlatlarınız sizin tapulu mallarınız değil. 

Onlar sadece size Allah'ın bir emaneti..

bunu sakın unutmayın.





(NOT : RESİM HÜLYA ÖZDEMİR http://hulyaozdemir.tumblr.com/image/141262021603 ALINTIDIR.)




Simge Ö.

ÖNYARGINI ÇÖPE ATSANA

Size hiçbir yanlış davranışı olmamış bir insana, kötü davranamazsınız.buna hakkınız yok.Ön yargılı olup da yine kötü davranamazsınız. Kısaca ; durduk yere kimseye trip atma, kaş kaldırma,ağız bükme,baş kaldırma hakkınız yok !
Tipi çok gıcık,
gözüm tutmadı,
işte ben zaten Melisa'ları sevmem,
Bayburtlular şöyledir,
bankacılar böyledir,
kıza bak mini etek giymiş (!) ..
başörtü takmış bu kesin (!)...
vs. vs. vs.
İnsanların dış görünüşlerine bakarak insanları değerlendirmek..
Hepimizin zamanında yaptığı en büyük haksızlıklardan biri.
Eminim ki hala da yapılıyor.
İnsanların ismi,saç rengi,göz rengi,yüzü,boyu,fiziği, giyiniş tarzı,kolyesi,küpesi,ojesi,başörtüsü,mesleği,
memleketi,
dili,
dini,ırkı,
mezhebi,
anası,babası,kardeşi,arkadaşı bla bla bla..
size o kişinin "kişiliği" hakkında bilgi vermez.
O kişiyi sadece "o kişi" ile tanıyabilirsiniz. Bir başka şey ile değil.
O kişinin iyi biri ya da kötü biri olduğunu bunlara bakarak karar veremezsiniz.
Bu kriterlere bakarak insan hayatınıza alıp çıkarıyorsunuz.
Belki de o kişi sizin hayatınızın aşkı olacak iken..
belki de o kişi sizin en iyi dostunuz olacak iken..
belki...
belki.
belki..
çoğalabilir bu belkiler.
ama zihniyetlerimiz kolayca değişebilir mi ?


Lise dönemimde kendi adıma bir karar aldım.Sizle de paylaşmak isterim.
İnsanları sadece 2 'ye ayırma kararı..

1) iyi insanlar
2) kötü insanlar
bu kadar..
sadece bu. 

Hepimiz bir insanız,hepimiz aynı Tanrı'ya inanıyoruz ve hepimiz aynı gökyüzüne bakıyoruz
bu sebepler yeterli değil mi sizce de ? Sadece gökyüzüne baktığımız pencerelerimiz farklı...


hadi sende her şeyi bir kenara bırak.
Ön yargını çöpe at.
Önce insanları tanı !
Sonra iyileri bir tarafa,
kötüleri bir tarafa ayır..
hepsi bu.
hepsi bu !

GECEYE NOTBir ön yargıyı yok etmek, atomu parçalamaktan daha zordur. Albert Einstein


ikinci not : Bayburt,bankacı ve Melisa sözcükleri sadece birer örnektir.






Resim Google arama motorundan alıntıdır.

"Unutmak mı Affetmek mi ? " KİTAP ANALİZİ (1)

Kafasısermestler...
Her birinize kocaman bir selam ! İki konu arasında gidip geliyordum, en sonunda ne yazacağıma karar verdim. Daha önce yapmadığım bir şeyi yapmak istedim .Bu da "Kitap analizi ,kitap yorumu,ve altını çizdiğim cümleleri blogumda paylaşmak oldu.

Yeni bitirdiğim bir kitaptan bahsedeceğim sizlere.

👇

UNUTMAK MI  AFFETMEK Mİ ? / Serhat Yabancı



Serhat Yabancı'nın paylaşımlarını genelde instagramdan takip ediyorum.Açıkçası kitabınıda merak etmiştim.Alıp , okumaya başladım. Bakış açıma , farklı bir açı getirdi diyebilirim. Özellikle ikili ilişkilerde. Yeni şeyler öğretti mi ?  Evet yeni şeyler de öğretti. Kitap genel olarak akıcıydı, bilgi vericiydi.Herkesin okuması gereken kitaplardan birisi diyebilirim. Kişisel Gelişim belki sevmeyebilirsiniz fakat bazen, bazı konularda ,uzmanların yazılarını okumak bize birçok şey katabilir.Kitabın sadece son kısımlarındaki , cümle tekrarları ve aynı anlama çıkan cümle benzerlikleri biraz beni rahatsız etti. Aynı şeyleri okuyormuşum gibi hissettim. Onun dışında 10 üzerinden puanım 9 falan diyormuşum. Şaka canım şaka. Puan vermek ne haddimize :)  O kadar emek var eser üzerinde..


Neyse, hadi altını çizdiğim yerlere bakalım :)

Çivi çiviyi sökmez.

Ayrılır ayrılmaz yapılan sevgiliye "yara bandı" denir.

Yanlış bir ilişkinin başlama nedeni ile bitiş nedeni aynıdır.

Umut, işkenceyi uzatır. ( Nietzsche)

Hem geçmişte bizi üzen insanlarla,şimdi karşımıza çıkan insanları aynı kefeye koymak haksızlık değil midir ?

İşin özüne bakarsak, kimse kimsenin her şeyi değildir.

Bir ilişkide kimse adam olmaz.

Evlilik eğer aşkı öldürüyorsa insanlar ve aşıklar neden evlenmek istiyorlar ? Evlenenler aşkları öldüğünde neden evliliğe devam ediyorlar ? Kısaca evlilik aşkı öldürmüyormuş.

Affedin ama unutmayın.

Yaşadıklarım benım sınavımdı.Bana o anlarda nasıl davrandığınız da sizin sınavınızdı.

Affetmek, unutmak değildir.

Affetmek,barışmak değildir.

Acısız ayrılık olmaz.

Pozitif bakanlar mutlu, gerçekçi bakanlar güçlü olurlar.

Acı iyileşmenin göstergesidir.
Mutlu etmeyeceksen, meşgul etmeyeceksin.

gibi gibi cümleler..

En sevdiğim cümlelerden bazıları..

Size iyi okumalar kafasısermestler !

hadi ben kaçtım !




Hissizleşmek ?

HİSSİZLEŞMEK ?

Hayır hayır his kaybı değil bu. Kökten hissizleşmek benim bahsettiğim durum.Hani derler ya 
" Zamanla hiçbir şey değişmiyor sadece hissetmemeye başlıyorsun" diye..
Ne kadar da doğru bir söz. Zamanın ilaç olmasının sebebi de "HİSSİZLEŞMEK". Ama bakın Hiçbir şey hissetmemek değil değindiğim, değindiğim şey "Hissetmemek"...
Ne bir acı ne de bir mutluluk ne de bir mimik... Ne gülümsemek ne de ağlamak..
Hiçbiri..
Vazgeçmek ya da vazgeçmemek..
İstemek ya da istememek
Geri dönmek veya dönmemek
Hayır hayır hayır..
Bunların hiçbiri değil..
Hissizleşmek tam da nasıl birşey biliyor musun ? 
Arkada bir Sezen şarkısı çalarken boş boş duvara bakıp bisküvi yemek gibi birşey.
Bisküviyi yerken tat alamamak mesela.. Tat almadan dudağının kenarındaki kırıntıları yemek için yemek..
Arkada Sezen çalınsın diye Sezen şarkısı açmak . Dinliyormuş gibi yapıp dinlememek..

Sonra her 60 saniyede bir saniye ibresine bakmak.
Yelkovan'ın sinsice bir milim daha ilerlemesini izlemek..
Bak 1 dakika daha geçti bile.
Onlarsız bir dakika daha..
Kendinle bir dakika daha..
Hissetmeden bir dakika daha..


















https://www.youtube.com/watch?v=TGHOcyiZrDs












(Hissizleşen kafasısermestlere gelsin.. )