İZMİR-ÇEŞME-ALAÇATI GEZİ

Merhabalarr herkese.. Blogu o kadar özlemişim ki. Çok doluyum bu sefer , çok şey anlatıcam . İzmir'e seyahat ettim. Çeşme ,Ilıca ve Alaçatı ilçelerinde bulundum. Gezdim ,tozdum,havasını aldım geldim :)
E hadi başlayalım.
Gece yolculuğunun ardından sabah İzmir'deydik.Narlıdere'den geçtiğimizi hayal meyal uykulu gözlerle gördüm ama içine detaylıca girmedik.Çeşme gezmek için ilk durağımızdı.
Sabah 7 buçuk gibi Çeşme'deydik.Çeşme Kalesi'ni gördüm fakat kale kapalıydı içine giremedik. Çeşme sokaklarında bol bol fotoğraf çekildik. Sahilde birçok gemi ve yat tur organizasyonları vardı , Çeşme'de konaklayacaksınız eğer, Sakız Adasına,Eşek Adası,Koyun Adası,Bulamaç Adası turlarına katılma şansınız olabilir.Çeşme'de malum "Damla Sakızı" çok meşhur. Özellikle dondurmaları çok satılıyor :)
Neyse , sabah kahvaltımızı Çeşme'de yaptık.E gelmişken İzmir'in sıcak çayını ve o meşhur "Boyoz"'unu yedik :)
Sokaklarda fotoğraflar çekildik. Ve Çeşme'den ayrıldık.
Hadi fotoğraflara bakalım,kafasısermestler :)


Çeşme Kalesi
Nar Ağacı
Çarşıdan..

                                                       Sokaklarından ..
Evet,devam edelim :) Çeşme'den çıktık Ilıca'ya geçtik. Ilıca Plajına girdik.Denize girdik,denizi çok temizdi ve kumdu.Tek olumsuz yönü çok rüzgar alan bir plajdı ve denizi çok dalgalıydı.Yüzmek değilde biraz dalgalara atlamak oldu benimkisi :)
Ilıca'dan sonra yolumuz Alaçatı'ydı.Alaçatı'ya gittik ama ben çok beğendim Alaçatı'yı.. Beşiktaş ve Kadıköy karışımı bir ilçeydi.Özellikle çiçekli sokakları,arnavut kaldırımları,rengarenk duvarları,mavi mavi kapıları,meyhaneleri ,sokak yazıları... BAYILDIM ! 
Alaçatı'da dolaştık biraz alışveriş yaptık birkaç süs eşyası aldık ve öğle yemeğimizi yedik.
Yine İzmir'in meşhur yemeklerinden "KUMRU" tattık. İzmir usulü bir başkaydı tabiki..
Ordan çıktık Alaçatı Magnum Store gittik.Üzgünüm ki bir 400 kaloride dondurmadan almışımdır.Neyse Allah affetsin diyoruz fotoğraflara geçiyoruz. Not : Akşam Alaçatı'da kalmak çok isterdim. Meşk-i Meyhanesini çok beğendim. Orda bi rakı-balık çok keyifli olurdu eminim ki. Artık başka sefere..














Bütün günümüz işte böyle geçti.Bol bol fotoğraf çekilerek gezerek tadaarak.
Akşam yola çıktık istikamet Denizli'ydi..
Denizli yazısında görüşmek üzere..
Sevgiler...

Hissizleşmek ?

HİSSİZLEŞMEK ?

Hayır hayır his kaybı değil bu. Kökten hissizleşmek benim bahsettiğim durum.Hani derler ya 
" Zamanla hiçbir şey değişmiyor sadece hissetmemeye başlıyorsun" diye..
Ne kadar da doğru bir söz. Zamanın ilaç olmasının sebebi de "HİSSİZLEŞMEK". Ama bakın Hiçbir şey hissetmemek değil değindiğim, değindiğim şey "Hissetmemek"...
Ne bir acı ne de bir mutluluk ne de bir mimik... Ne gülümsemek ne de ağlamak..
Hiçbiri..
Vazgeçmek ya da vazgeçmemek..
İstemek ya da istememek
Geri dönmek veya dönmemek
Hayır hayır hayır..
Bunların hiçbiri değil..
Hissizleşmek tam da nasıl birşey biliyor musun ? 
Arkada bir Sezen şarkısı çalarken boş boş duvara bakıp bisküvi yemek gibi birşey.
Bisküviyi yerken tat alamamak mesela.. Tat almadan dudağının kenarındaki kırıntıları yemek için yemek..
Arkada Sezen çalınsın diye Sezen şarkısı açmak . Dinliyormuş gibi yapıp dinlememek..

Sonra her 60 saniyede bir saniye ibresine bakmak.
Yelkovan'ın sinsice bir milim daha ilerlemesini izlemek..
Bak 1 dakika daha geçti bile.
Onlarsız bir dakika daha..
Kendinle bir dakika daha..
Hissetmeden bir dakika daha..


















https://www.youtube.com/watch?v=TGHOcyiZrDs












(Hissizleşen kafasısermestlere gelsin.. )

Büyükada-Ayayorgi Kilisesi

23 NİSAN AYA YORGİ KİLİSESİNİN AÇILIŞI

Yıllardır gitmek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım şu meşhur "AYA YORGİ KİLİSESİ".
23 Nisan 2018 de gitmek nasip oldu sonunda :) . Giderken herşey çok güzeldi, hava mis enerjimiz harika. 5 adım 20 adım 500 adım derken oldu 5453413554364165 adım. Hem de dimdik bir tepe !  Yorgunluk bir yandan,ayak ağrısı bir yandan,sıcak bir yandan..

Kiliseye gitmeden aşağıdaki yolda birçok çaput,anahtar,mum,sembolik kurdelalar ,ipler satılıyordu. Biz hazırlıksız gitmiştik. Ve oradan birkaç mum , 4-5 adet sembolik anahtarlar aldım. İsteyen kişiler  çalılara ip bağlayıp, yol boyunca o ipi koparmadan tepeye kadar çıkardı.

Kurallardan biri ise "yol boyu konuşmak yasak"

Tabiki ben konuştum :) Artık ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemeyiz. Yine de Allah kalbimize göre versin diyelim :) 1 saat kadar süre sonra sıra geldi ve kiliseye girdik.
Neyse duamızı ettik, dileklerimizi diledik Gerçekleşirse de  aldığımız sembolik anahtarları denize yada akan suya bırakmamız sonra da tekrar gelip lokma dağıtmamız gerekiyormuş.



Giden arkadaşlarımın çevremin dilekleri hep kabul olmuş. E dedim bu kadar eziyete bu kadar yorgunluğa bu kadar sıraya tabi kabul olur 😋. İşin şakası tabi :). 
Sonra merkeze indik.Meşhur Roma Dondurmacısına uğramazsak olmazdı. Siz de uğrayın derim :) 
Bisiklete binmekten hoşlananlar için fazlasıyla bisikletçi var. Saatliğine bisiklet kiralayabilirsiniz. Biz çok yorulmuştuk ve bisiklete binecek halimiz kalmamıştı açıkçası.

Neyse tavsiyem Aya Yorgi'ye bir kerede olsun gidin kafası sermestler ! Rahat bir sandalet giymeyi unutmayın ! Fotoğraflar aşağıda. Hadi ben gittim ..









sadece
kilisenin fotoğrafı bana ait değil.



NOT : SON 3 RESİM BANA AİT DEĞİLDİR ALINTIDIR.