Aldırma Tatlım,Tak Kulaklığını !

Bu saatlerde müzik dinlemek en sevdiğim aktivitelerden..
Kulaklık takıp yatağın içinde müzik eşliğinde, düş havuzunda yüzmek..
Yüzüyorum, bazen akıntı olmuyor değil. 
Daha çok sesi açıyorum o zamanlarda , akıntıya karşı mücadele etmek için..
Sonrasında ise ben uyuya-kalırım, müzikse sabaha kadar çalmaya devam eder falan filan.
Şuan bunu yapan o kadar çok kişi var ki eminim.

"Siz neler dinliyorsunuz ? 
Sözlü mü , sözsüz mü ?
Türk mü yabancı mı ?
Hangi tür ? "

gibi sorular SORMUYORUM :)

Çünkü bu senin özelin. 
Ve bir şeyleri dinlemek, o şarkıdan hoşlanmak, o sanatçının eserlerini takip etmek 
tamamen kişisel özel şeyler.
İnsanlar kendi hallerinde bir şeyler dinliyor, bir şeyler seviyor ve bunu sosyal medya 
hesaplarında paylaşıyorlar. Sırf  bir şarkı da değil , kimi zaman bu bir şiir, söz, film kesiti de olabiliyor. Fakat dikkat edilmeyen bir şey var.  Kişinin bunu paylaşması , dinlediği şarkılar üzerinden  onun kişiliği hakkında (!) diğer insanlar tarafından yorum yapma ve yargılama 
hakkını asla vermiyor.
Hareketli bir şarkı paylaşması çok neşeli bir karakter olduğu anlamına gelmez iken , 
hüzünlü bir şarkı paylaşması da karamsar bir karakter olduğu anlamına gelmez.
Efendim bakın , bazı şeyler anlıktır.
Duygularımız ve düşüncelerimiz
binaya kurulan doğal gaz tesisatı değil o yüzden  değişim gösterebilir .
Ayrıca kişiler melankolik tarzda şarkılar da sevebilir. Sorunu olsa da olmasa da dinleyebilir
keyif alabilir. Hatta bazı insanlar (üzüntüleri olmadığı halde ) şarkılardaki hüzne kapılıp anlık acı çekmeyi ve sanatçının sözleriyle o acıyı o an paylaşmayı seviyor, bende dahil :)
O yüzden sakızdan çıkan stickerlerı yapıştırdığımız gibi sıfatlar yapıştırmayalım birbirimize.
Gerek yok bunlara inanın..



Not : Bu kişilikte olan arkadaşlarıma çevremdeki insanlara bakıyorum da,
Yengeç,Akrep,Balık etkililer fazlasıyla.
Özellikle Ay Akrepler,Ay Balıklar,Güneş Yengeçler,Yükselen Yengeçler..
Hadi bu şarkı size ve bize gelsin o zaman.
Kaçtım ben..





















En Sevdiğim filmlerden,
En Sevdiğim parçalardan..

KUAN · Var



Geceye bir parça bırakalım..
Belki bir şeyleri duyanlar olur.

Deli gönül neyi özler durursun Acınacak dostun cananın mı var Dünya yansa yorganın yok içinde Harab olmuş evin dükkanın mı var Çal nayını ferahnakte ver karar Götün nazır kulağın müsteşar Kumda oyna çöp batmasın aşikar Düşünecek senin zamanın mı var Kendi cihanda bak sen keyfine Kulak asma halkın hayfa hayfine Tamburuna kemanına define Sen de katıl neyde noksanın mı var Şu kırk yıldır senin daran alındı Suratına yüz bin kara çalındı Nasıl olsa bu bokluğa dalındı Neyzenden de büyük isyanın mı var Söz : Neyzen Tevfik Müzik : Demircan Demir

"Camdaki Kız" Kitap Analizi /3

Herkese kocaman bir selam !
Eveeet,  efendim bugün bir kitap analizi yapacağım.
Uzun zamandır okuduğum kitapları bloga taşımamıştım.
Şimdi bunun için bolca vaktim var :)

Hadi bakalım.


Kitap Analizi Nedir Sermest ?

Kitap analizi benim zaman zaman yaptığım bir sorgulama ve okuduklarımı hazmetme durumum. 
Nasıl yapıyorum bunu ?
Okuduğum ve etkilendiğim kitapları ele alıyorum. Bana neler kattı, beni nasıl etkiledi,altını çizdiğim bölümler, yorumlarım bunlardan bahsediyorum bol bol. Aynı zamanda okurlarla da buluşma noktam oluyor kitap hakkında münazara ediyoruz. Sevdiğim etkinliklerden biridir. :)

Konumuza dönersek ; bugün "Camdaki Kız" kitabını bitirdim. Dr. Gülseren Budayıcıoğlu'nun yazdığı bir kitap.Yazarımız doktor,psikiyatrist , hatta yazarın bir kitabı İstanbullu Gelin dizisinin senaryosunda kullanıldı.Ama ben farklı bir eserini okudum, çokça severek.
Bir danışanın hayatını konu edilmiş, birden fazla karakter var kitapta ama anlatılan şey hep aynı kapıya çıkıyor bence. Geçmişimizle olan bağın günümüzde bizi nasıl etkilediğini , sosyal ve çevresel hayatımızı nasıl ele geçirdiğini , bazı şeyler kadersel olsa da (anne,baba, kardeş,doğum) hayatımızın iplerini bir yerden sonra kendi elimize almamız gerektiğini ve kadersel motif kavramını çok güzel anlatmış hocamız.
Geçmişimizin gerçekten geçtiğine emin miyiz ? Yoksa hala bizi huzursuz eden şeyler mevcut mu ? Kader motifimizi biz mi örüyoruz ? Bu örgüyü bozmak bizim elimizde mi ? 
Kendime yönelttiğim sorulardan bazıları.

Kitaptan alıntı da yapmak istiyorum.


* Vicdan denen şey herkeste aynı değildir.

* Sanki hiç uyumayan sürekli nöbet tutan polisler vardır bu insanların içinde.  

* Tesadüf dediğimiz hiçbir şey tesadüf değil aslında.

* Oysa Allah hep affedicidir.Allah affetse de insan kendini kolay affedemiyor belki de.

* Ümit insanın içinde kendiliğinden doğmuyor, birilerinin zamanında bu ümidi o çocuklara aşılaması gerekiyor.

* İlişkisizlik belki de mutsuzluğun en önemli nedenlerinden biridir.Birini kendinize düşman edinmek istiyordanız onunla ilişki kurmayın yeter.

* Hüzün çiçeğim.. Ben üzülünce hep böyle derdi bana.


Vicdan çok farklı bir konu. Kimisinde çok fazla iken kimisinde hiç. Vicdan yeri gelir her şeyi affeder ama asıl durum  kişinin kendini affetmesidir. O bağı kesmek ve yerine olumlu anılar bırakmak..
Bu kitaptan sonra "affetmek" kavramını düşündüm.
Kadersel yol ayrımlarını düşündüm.
Düşündüm,
Düşündüm,
ve düşündüm de bazı şeyler bizim elimizde.
bunu sen de düşün sermest..

görüşürüz.