Ağustos Ayı Mistik Genel Yorum

Merhabalar, uzun süredir yazamadım bu konular hakkında. Astroloji,parapsikoloji ve mistik olaylarla ilgileniyorum ve seviyorum.Önceden her 12 burç için yorum yapıyordum, bu sefer onu yapmayacağım.Genel bir Ağustos ayı yorumu yapacağım.Melek ve enerji kartlarım benim destekçim tabi.

 yavaştan başlayalım o zaman ,

biliyorsunuz ki Temmuz ayında bir Merkür retrosu başladı ve bu bazılarımızda olumsuz şeylere iletişim sıkıntılarına iletişim zorluklarına sebep oldu.2-3 Ağustosa kadar bu devam edecek, bu tarihe kadar bir şeye imza atmamak veya bir ilişkiye başlamamak daha doğru olur.Temmuz daha ağır geçti , ama Ağustos bu kadar zorlu geçmeyecek diye düşünüyorum.Bakalım Ağustos nasıl olacak kartlar bize nasıl bir mesaj verecek.Yorumlamaya geçmeden bunun genel bir yorum olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.Biraz hobi biraz eğlence biraz da merak,fazla anlam yüklemeyelim lütfen kafasısermestler..

Hadi bakalım, kartlarımı seçtim !

Ağustos'a biraz gaddar ve höt bir şekilde giriyoruz galiba. E tabi temmuz yordu enerji olarak doğal bu lakin Ağustos başında bunu artık bırakın ve saf bir enerji yollayın evrene.Çevrenizdeki insanlara ağaçlara hayvanlara gülümseyin, içinizden gelmesede gülümseyin. Enerji böyledir, nasıl yollarsanız öyle yayılır.Problem bu sanki, biraz duygusuz don bir şekilde olacağız ağustos başlarında.

peki tavsiye nedir ?

tavsiye kartı şu şekilde "DEĞİŞİMİ KUCAKLA"

Bu ay yeni fikirlere,yeni insanlara,yeni gelişmelere açık olun. Değişimi kabul edin ve bunu akışına bırakın.Bu değişim olması gerektiği gibi olacak olumluysa olumlu, olumsuzsa olumsuz.

Bu değişimleri kabul ettiğimizde ve pozitif olmayı bırakmadığımız takdirde yeni bir kapı açılması muhtemel.Yeni bir dünya kartı , yeni gelişmelere açık olmamız gerektiğini söylüyor aslında bize.
Bakalım herkes için bu farklılık gösterebilir , kimisine iş kimisine eğitim,kimisine aşk kimisine para vs. vs. gibi konularda uğrayacak bu yeni kapı.


Hayırlısı olsun diyelim ve inancımızı yüksek tutmaya devam edelim kafası sermestler..


Bir yazının sonunda daha geldik.


Blogu takip etmeyi unutmayın ...


sevgiler





DARA ANTİK KENTİ-BEYAZ SU

Efendim Mardin gezisi son hızla devam ediyor...
Bugün Mardin'in Nusaybin ilçesi olan Beyaz Su'ya gittik.

Beyaz Su, Mardin'i dört mevsim boyunca su ihtiyacını karşılayan berrak bir dere.
Manzarasını Saklı kente benzettim ben biraz,olumsuz yanı ise çok fazla sinek olmasıydı onun dışında memnun kaldığımı söyleyebilirim.

Bir sonraki durak DARA ANTİK KENTİ. Dara, Mezopotamya'nın Efes'i diye geçiyor aslında.1986 yılında kazı ve arkeolojik çalışmalar başlatılmış ve her geçen gün yeni şeyler ortaya çıkmış.
Dara'da galeri anıt kaya mezarlıkların yere batan sarnıçları,  çevreleyen 5 kilometrelik surları, mozaikleri ile adeta bir açık hava müzesi konumunda.
Çok fazla turist alan bir bölge..
Haydi resimlere göz atalım :)












Evet, bir gezi yazısının daha sonuna geldik. Hoşça kalın !



MİDYAT

Selamlar selamlar selamlar.. Mardin gezi yazımıza son hızla devam ediyoruz..
Ve bugünkü durağımız Mardin'in en ünlü İlçelerinden olan "MİDYAT"

Sabah Midyat'a doğru yola çıktık. Mor Şarbel Kilisesine giriş yaptık. Genelde Süryanilerin gittiği bir kilise ve şansımıza gittiğimizde kilisede ayin vardı. Fazla duramadık ne yazık ki.. Oradan çıkıp Mor Gabriel Manastırı'na gittik.Daha sonra Midyat Kent Müze'sini ziyaret ettik.Antika severler için önerebilirim bu müzeyi.Daha sonra yemek yeme molası verdik , Mardin İçli Köfte'sini tattık. Zaten hava çok sıcak olduğu için fazla iştahımız yoktu.Ve daha sonra benim çok gitmek istediğim Midyat Konukevine gittik.Birçok köy dizisinin çekildiği konak olarak kullanılan KONUKEVİ . Taşlı sokakları,konuk evindeki olan manzarası..En çok beğendiğim kısım oldu açıkçası..

E hadi fotoğraflara bakalım ;









SADECE BU FOTOĞRAF ALINTIDIR

Midyat halkı nasıldı ?

Süryaniler ve esnaflar çok iyi karşıladılar.Oldukça kibarlardı fakat Asıl Midyatlı olan bazı kişiler pek iyi tavırlar aldığımız söylenemez.Biraz baskı hissettik açıkçası yolda çok rahat edemedik maalesef.



Çok lafa tutulmadan Midyat'ı burada bitirelim kafası sermestler !!
Bir sonraki yazımızda görüşelim..
Hoşça kalın :) 

Eski Mardin

Herkese kocaman bir SELAM !
Uzun zamandır yoktum buralarda, yine gezmelerdeydim tahmin ettiğiniz gibi..
Bu sefer hangi yazıyla geldim bilin bakalım :)

"MARDİN GEZİSİ "

Evet efendim , bugün Mardin'den bahsedeceğim bol bol.

Mardin, eski medeniyetlerin hala var olduğu bir şehir.Çok fazla kültürün birlikte yaşadığı,dil din ırk olarak da fazlaca çeşide sahip olan bir İl.Yolculuğumuzu uçak ile yaptık, 2 saat sonunda Mardin Havaalanı'na inmiştik bile.

Kızıltepe

İlk gün pek bir şey yapmasakta ikinci gün Kızıltepe ilçesinde bulunduk.
Kızıltepe , Mardin'in merkezi gibi diyebiliriz. Bankalar,marketler,restorantlar,cafeler,hastaneler,eczaneler vs. aklına gelebilecek her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz bir ilçe.Günün her saati işlek bir yer,gündüz Mova isimli Kızıltepe'nin ünlü alışveriş merkezine gittik.Akşamsa Kızıltepe çarşısına çıktık. Mardin'de oldukça ünlü olan Artuk Bey Kahve dükkanına uğradık.Bir kahvesini de içtik efendim.

Eski Mardin

3.gün özel aracımızla Eski Mardin'e doğru yola çıktık.Yarım saatte Eski Mardin'deydik.Eğer özel aracınız yok ise minibüslere binebilirsiniz.Eski Mardin, buram buram tarih ve medeniyet kokan bir semt.Çok ama çok beğendim diyebilirim.Dar sokakları , eski evleri,şarap dükkanları,kahvecileri,ünlü sabuncuları,otelleri,manzarası,esnafları.
Bana biraz Eminönü Kapalı Çarşı'yı anımsattı diyebilirim.Eski Mardin'de Ulu Cami'yi ziyaret ettik,Zinciriye Medresesi taraflarında bol bol fotoğraf çekildik.Ardından Protestan Kilisesini ziyaret ettik.Dükkanları gezerken bir de ne görelim Mardinli Monroe.. Marilyn Monroe'nin bir nevi ikizi diyebilirim.Bir insan bir insana bu kadar mı benzer ? Görseller de paylaşacağım birazdan :)
Efendim neyse Çarşıdan ufak tefek alışverişimizi yaptıktan sonra eski ev manzarasını gören bir cafeye geçtik. Mırra içtik ve Harire isimli tatlımızı tattık.
Mırra çok fazla acıydı, çok beğendiğim söylenemez. Zaten genellikle alkol sonrası içilen bir kahve çeşidiymiş.
Harire tatlısı ise , pekmezli helva tarzı bir tatlıydı.
Haydi biraz fotoğraflara bakalım ;

 Dibek kahvesi,türk kahvesi,kürt kahvesi,menengiç kahvesi çeşitleri..


Sabunlar ve kremler çok ünlü Eski Mardin'de.. Menengiç sabunu,Kükürt Sabunu,Ardıç Katranlı Sabun, ve en ünlüsü BITTIM Sabunu.. Doğal ve ev yapımı olduğu için çok fazla faydası olduğu söyleniliyor.Tek tek faydalarına bakabilirsiniz yüz ,cilt siyah noktalar ve saçlar için.

SURİYE MISIRI..
Kızgın yağda kızarttığınız da kocaman şişip cipse dönüşen bir çerez türü diyebiliriz.

Manzaramız


Şarap Dükkanları..

Mardin'li Monroe isminin patentini alan Melek hanım ise aslen Afyonkarahisarlıymış, insanlar tarafından Marilyn Monroe'ye çok benzetildiği söyleniliyormuş bir süre sonra sabun ve krem dükkanı açmışlar.Eşek sütü sabunu fazlasıyla ünlü bu dükkanda.. Kendisi bizi kırmadı ve bir fotoğrafını aldık :)

Süryani Şarapları
Mahlepli olan fazlasıyla güzeldi,el yapımı olan bu şaraplar 40-80 lira arası fiyatlarda değişiyor.
Denemenizi öneririm.





Eveeettt .. Eski Mardin'den haberler böyle..


Bir sonraki gezi yazısında buluşalım kafasısermestler 

haydi kaçtım ! 











Edirne Gezisi

Herkese selamlar kafası sermestler !

Bu hafta Edirne ziyaretinde bulundum, e malum gezdim tozdum Edirne havası aldım geldim.
Edirne'den bahsedeceğim bu yazımda.
Nereleri gezilir ?
Neyi meşhur ?
Nasıl bir yer vs.

Edirne, otobüs ya da şahsi araçla kolay ulaşım sağlanacak şirin ufak bir şehir.Gittiğim gün şansıma Ulus Pazar'ı kuruluydu.Baya büyük bir pazardı uygundu fiyatları.Oradan sonra çarşı kısmına geçtik, çarşıda dolaştık Akşam üzeri, akşam yemeğini Köfteci Osman'a geçip Edirne Tava cigeri yedik.Çay içme faslını Meriç Nehir'i kıyısında bir çay bahçesinde yaptık efendim.
Meriç'in manzarası harikaydı bu arada..


Diğer gün sabah erkenden kalktık, Mimar Sinan'ın o meşhur eseri olan Selimiye Camii'yi ziyaret ettik.Duamızı ettik, camii altındaki Yer Altı Pasajı'na girdik.Lokumlar,Kavala kurabiyesi,renkli meyveli sabunlar,anahtarlıklar magnetler..Renkli bir pasajdı.
Ufak tefek alışverişimizi yaptıktan sonra, Eski Camii'ye girdik.


Oradan ayrılıp Büyük Edirne Sinagogu'na gittik.Kapısında bir sembol vardı, o sembol kapıdan geçen her kişiye iyi bir insan olması gerektiğini hatırlatırmış.Ardından El Sanatları Müzesine gittik.Trakya Üniversitesi öğrencilerinin yaptığı eserler vardı.
Daha sonra Karaağaç Köyüne gittik.
Karaağaç köyünde Güzel Sanatlar Fakültesi var , tam oraya yakışmış bence bu fakülte.
Çok güzel çay bahçeleri ve kafeleriyle,yeşillik alanıyla ve eski tren ile ünlü Karaağaç
Girdiğimiz tüm kafeler hemen hemen kedi köpek evcil hayvan besliyorlardı, bu çok hoşuma gitti açıkçası.



Evet bir gezi yazısının daha sonuna geldik, Edirne , çok fazla gelişmiş insanları çok kibar benim deyimimle küçük İzmir diyebiliriz.
Gitmenizi tavsiye ederim kafası sermestler !
diğer yazılarda görüşmek üzere !

Balat (Gezi)

Merhabalar bugünkü durağımız Balat :)

Cennet Mahallesi'nin Çukur dizisinin çekildiği semt diyebiliriz.
Balat sokaklarını tek tek dolaştık, bol bol fotoğraf çekildik.Daha sonra merdivenli sokaktan geçerek Eski Rum Lise'sine gittik. O kadar güzel bir inşa ki.. Fazla güzel bir yerdi.
Balat'ta çok tatlı cafeler butik dükkanlar vardı. Fiyatları normaldi , fazla uçuk bulmadım açıkçası.
Bu rengarenk sokaklarda dolaşırken Minik Kalpler Evi diye bir yer gördük içeri bir girdik oyuncak dolu  kitap dolu sıcacık bir ortam vardı. Burada kimsesiz çocukların ders çalışması oyun oynaması için yapılmış bir ev.Kahve içecekseniz burada içmenizi tavsiye ederim.Buraya çok güzel bir yuva kurmuşlar.Her yer çocuk dolu.Etkinlikler yapıyoruz oyunlar oynuyoruz dedi minikler.
Haa bu arada dışarıda çocuklar için ücretsiz çorba dağıtımı yapılıyor.
Ne kadar güzel bir hareket bu.
Allah gönlünüze göre versin Minik Kalp'ler EVİ kurucusu ve orada destek olan herkes ..

Fotoğraflara bakalım o zaman..







Bir yazının daha sonuna geldik keyifli okumalar.

Ayın Biri Kilisesi Gezisi

Merhabaaaaaa... Bir gezi yazısından herkese Merhaba..
Bugünkü durağımız Ayın Biri Kilisesi idi. Burası bildiğim kadarıyla bu tarihi kilise her gün açık değil. Ayın Bir'inde açık oluyor hangi güne denk gelirse gelsin ve fazlasıyla kalabalık oluyor. Sebep nedir araştırdım da bunu fakat bulamadım neden Ayın 1'i.Fazla sorgulamadan Bu tarihi Rum Kilisesine gittik.O kadar kalabalıktı ki Müslüman Hristiyan vs. fark etmeksizin herkesin ziyaret ettiği bir yer.

Hadi o zaman Ritüeller den bahsedelim ,

Her bir dileğe bir anahtar.

Niyetiniz dileğiniz her ne ise o kadar anahtar satın alıyorsunuz.
Girişte..
Bu anahtarları alıyorsunuz ve devam ediyorsunuz,oradaki resimlere duvarlara tablolara niyetinizi içinizden söyleyerek anahtarı temas ettiriyorsunuz. Alt kattaki inanılan şifalı sudan içiyorsunuz. Sonra aşağıdaki kısımda dua ediyorsunuz , daha sonra yukarı çıkıp dileğinizi bir kağıda yazıyorsunuz ve oradaki kutunun içine atıyorsunuz.

Sonra da isterseniz mum alıp mum yakabilirsiniz.

Ee anahtarı ne yaptın ?

Anahtarı saklıyorsunuz, dileğiniz niyetiniz kabul olunca Kiliseye tekrar gelip teslim ediyorsunuz. Başka niyet eden kişilere de güzel enerji vermesi için bu ışığın yayılması için.

Haa bu arada..

Daha önce gelip duaları kabul olan insanlar lokma dağıtıyorlardı içlerinden ne gelirse.
Bu beni çok duygulandırdı açıkçası.Tanımadığım bir insan geldi lokma ikram etti ve İnşallah dileğiniz duanız kabul olur dedi gülümsedi ve gitti.Çok ama çok etkiledi bu beni.
Tanımak ya da tanımamak önemli değilmiş, kalplerin bir olması yeterliymiş bazı şeyler için kafasısermestler..



Haydi Resimlere Bakalım :) 









Bir gezi yazısının daha sonuna geldik efendim..

Ben kaçıyorum diğer  yazılarda görüşmek üzere..